George Orwell'in 1984 ve Hayvan Çiftliğinden sonra okuduğum üçüncü kitabı. George Orwell gerçek adıyla da Eric Arthur,diğer iki kitabından biraz farklı olarak distopik olmayan bir romanla karsimiza çıkıyor ve ben bu konuda da çok başarı bulduğumu belirtmek istiyorum.
Kitaptan kısaca bahsedecek olursam, hikayemizin kahramanı olan George Bowling,evli ,iki çocuklu, 45 yaşlarında, şişman,takma diş takan (kendisiyle bu konuda çokça da alay eden), Londra'da banliyoda yaşayan, sigortacılik mesleğiyle uğraşan, borçlarıyla boğuşup yaşamaya çalışacan bir kişi olarak karşımıza çıkıyor.
George Bowling,at yarışı oynayıp kazandığı on yedi pound ile çocukluğunu ve gencligini yaşadığı kasabayi Aşağı Binfield'i ziyaret etmeye karar verir.Bir haftalik kısa tatilini ikinci dünya savaşı gölgesinde gerçekleştirirken, çocukluğunun geçtiği kasabaya vardığında hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığını fark eder.Her şeyin değiştiğini,fabrikaların kurulduğunu,eski tanıdıklarından kimsenin kalmadığını,kasabanın nüfusunun çokça arttığını gözlemleyerek hayal kırıklığına uğrar.
"O günlerde sahip olup da şimdilerde sahip olmadığımız bir şeyler var, muhtemelen radyo çalan son moda büfelerde bulamayacağımız şeyler.Onların peşine düşüp geri dönmüş, ama bulamamıştım.(s.207)
Tatilini bitirip tekrar eve döndüğünde ise eşi tarafindan beklenmedik bir suprizle karşılaşır.
Eric Arthur kitabında, gençliğinde daha yaşamaya değer dünyanın varlığını anlatirken,ilerleyen zamanla birlikte düzenin ne denli insanı kolelestirdigini kendine özgü bir dille anlatıyor.
İyi okumalar.