Tarihi dönem kitaplarında İngiltere'yi anlatmak deyince aklımıza ilk gelen yazar Philippa Gregory'dir sanırım. Ben henüz 3 kitabını okusam da kitaplarından uyarlanan birkaç diziyi daha izledim ve gerçekten hepsini aşırı sevdim. Fakat şu an dizilerinden bahsetmeyeceğim. Eğer okuma sırasını soracak olursanız ki ben çoğu olayı bildiğim için sıraya göre okumuyorum ama yine de kitapların bazılarının gerçek tarihteki olay sıralamasına göre yazayım.
Beyaz Kraliçe - Beyaz Prenses - Mahkum Prenses - Boleyn Kızı - Boleyn Mirası - Kraliçenin Soytarısı - Bakirenin Aşığı -Öteki Kraliçe
Gerçek olayları anlatan, biyografi şeklinde olmayan kitaplar bunlar. Yani hayat hikayesi var, evet ama bu sıkıcı bir tarih dersi gibi anlatılmıyor kesinlikle.
• KONU •
Kitapta da Jane Boleyn, Cleves'li Anne ve Katherine Howard arasında geçiyor. İkisi, VIII.Henry'nin eşleri yani. Tudor hanedanının entrikalı yapısı çok iyi bir şekilde yansıtılmış. Bu üç kadının en büyük ortak noktası, hayatlarının hem sonunda hem zirvesinde olan Henry'nin hastalıklı bencilliğini görmezlikten gelip, kraliçe olmak için çabalamaları. Yanlış anlamayın, hepsi güçlü kadınlar fakat Henry'nin olduğu yerde mantık aranmıyor zaten.
Üçünün en büyük farklılığı ise ölüme yürüdüklerini bilirken sahip oldukları masumiyet dereceleri. Olaya bir anlığına İngiltere ve Tudor dönemi olarak bakmazsak; kadının varlığının hiçbir anlam ifade etmemesi ya da tam zıt bir çarpıklıkla erkeğe adanmaktan ibaret olması, aslında tarihin tekerrür girdabından hiç kurtulmadığının da bir raporu gibi. Yazarın okuduğum her kitabına bayılıyorum. Bu da müthişti, kesinlikle okumanızı öneririm.