İlk 5000 Yıl

Borç

David Graeber

Sayfa Sayısına Göre Borç Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Borç sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Borç kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bankaya yüz bin dolar borçlanırsanız, banka sizin sahibiniz olur. Bankaya yüz milyon do­ lar borçlanırsanız, siz bankanın sahibi olur­ sunuz. Amerikan Atasözü
Sayfa 7 - Everest Yayınları
Apaçık bir gerçekten bahseder gibi , “Ama “dedi, “Parayı borç olarak almışlar ! İnsan tabi borcunu ödemek zorundadır.”O noktada ,konuşmanın başlangıçta umduğumdan farklı bir yöne gitmekte olduğunu anladım. Nereden başlasaydım ? Bu kredilerin aslında seçilmiş olmayan diktatörler tarafından alınmış olduğunu ,büyük bir kısmının direkt olarak İsviçre bankalarındaki hesaplarına yatırıldığını anlatarak ve kredi verenlere geri ödemenin,diktatör,hatta onun yardakçıları tarafından değil ,aksine ,kelimenin tam anlamıyla aç çocukların ağzından lokmaları alınarak yapılmasında ısrar etmenin neresinde adalet olduğunu düşünmesini isteyerek başlayabilirdim.
Sayfa 9 - Everest yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Kast Sistemi ve Himalayalar
Fransız Antropolog Jean-Claude Galley'in, 1970'ler gibi yakın bir zamanda Himalayalar' ın doğu bölgesinde karşılaştığı bir topluluktur. Yüzyıllar önce şu andaki mülk sahibi kast tarafindan yenil­ giye uğratılmış bir halkın soyundan geldikleri için "kaybedenler" diye adlandırılan alt seviyede bir kasta mensup bu insanlar, daimi bir borç ba­ ğımlılığı içinde yaşamaktadır. Topraksız ve parasız bu insanlar, yiyecek bir şey bulabilmek için toprak sahiplerinden borç isternek zorundaydılar para yüzünden değil, çünkü meblağlar önemsizdi. Ancak zavallı borçlular faizi çalışma şeklinde geri ödemek mecburiyetindeydiler, alacaklılarının evlerini temizledikleri ve barınaklarının çatılarını onardıkları sürece en azından yiyecek ve barınacak bir yer bulabiliyorlardı. "Kaybedenler" için, dünyadaki insanların çoğu gibi, hayattaki en önemli harcamalar düğün ve cenaze harcamalarıydı. Bunun için epeyce para gerekiyordu ve mut­ laka borç alınmak zorundaydı. Galley'in anlattığına göre, bu durumlarda genellikle, yüksek kasta mensup borç verenler, teminat olarak borçlunun kızlarından birini istiyordu. Yoksul adam ise kızının evliliği için borç para almak zorunda kaldığında, güvence olarak evlenecek kızın kendisini gös­ teriyordu. Gelin düğün gecesinden sonra borç verenin evine gönderiliyor, adamın cariyesi olarak orada birkaç ay geçiriyor, adam ondan bıktıktan sonra yakınlardaki bir orman kampına gönderiliyor ve babasının borcunu ödeyinceye kadar orada bir ya da iki yıl fahişe olarak çalışıyordu. Ancak borç ödenip bittikten sonra kocasının yanına dönüyor ve evlilik hayatına başlayabiliyordu
Antik dünyada bütün devrimci hareketlerin tek programı vardı; borçlar silinsin ve toprak yeniden dağıtılsın.
Borç
Büyük klasikçi Moses Finley'in söylemekten hoşlandığı gibi, antik dünyada bütün devrimci hareketlerin tek programı vardı: "borçlar silinsin ve toprak yeniden dağıtılsın."
Sayfa 15 - EverestKitabı okudu
Fransız Antropolog Jean-Claude Galley'in, 1970'ler gibi yakın bir zamanda Himalayalar' ın doğu bölgesinde karşılaştığı bir topluluktur. Yüzyıllar önce şu andaki mülk sahibi kast tarafindan yenil giye uğratılmış bir halkın soyundan geldikleri için "kaybedenler" diye adlandırılan alt seviyede bir kasta mensup bu insanlar, daimi bir borç ba ğımlılığı içinde yaşamaktadır. Topraksız ve parasız bu insanlar, yiyecek bir şey bulabilmek için toprak sahiplerinden borç isternek zorundaydılar para yüzünden değil, çünkü meblağlar önemsizdi. Ancak zavallı borçlular faizi çalışma şeklinde geri ödemek mecburiyetindeydiler, alacaklılarının evlerini temizledikleri ve barınaklarının çatılarını onardıkları sürece en azından yiyecek ve barınacak bir yer bulabiliyorlardı. "Kaybedenler" için, dünyadaki insanların çoğu gibi, hayattaki en önemli harcamalar düğün ve cenaze harcamalarıydı. Bunun için epeyce para gerekiyordu ve mutlaka borç alınmak zorundaydı. Galley'in anlattığına göre, bu durumlarda genellikle, yüksek kasta mensup borç verenler, teminat olarak borçlunun kızlarından birini istiyordu. Yoksul adam ise kızının evliliği için borç para almak zorunda kaldığında, güvence olarak evlenecek kızın kendisini gösteriyordu. Gelin düğün gecesinden sonra borç verenin evine gönderiliyor, adamın cariyesi olarak orada birkaç ay geçiriyor, adam ondan bıktıktan sonra yakınlardaki bir orman kampına gönderiliyor ve babasının borcunu ödeyinceye kadar orada bir ya da iki yıl fahişe olarak çalışıyordu. Ancak borç ödenip bittikten sonra kocasının yanına dönüyor ve evlilik hayatına başlayabiliyordu.
Sayfa 16 - EverestKitabı okudu
Reklam
56 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.