Sonra ilk borsa terimiyle pardon, borsa virüsü ile tanıştım: “Tüyo..." Artık ben de borsada bilinçsizce hisse alıp satmaya başlamıştım. Abilerin yanından ayrılmıyordum. Kulağım delik ve radarlarım açık bir halde, tüyo peşinde koşmaya başladım. Acemi şansı olsa gerek ilk zamanlar kazanıyor ve yeni stratejiler öğreniyordum. Bunları daha sonra detaylı olarak açıklayacağım. Kredili alım, açığa satış, açığa alış vb. tüm stratejileri uygulamaya başladım. Maaşım Türk borsasına hibe oldu çok uzun yıllar. Bu nedenle borsanın gelişimine olan katkım yadsınamaz.
Müthiş bir tecrübe ve ben yine "Olmuştum!" Fakat bir aksilik olmalıydı bu işte. Cebime bakıyordum ve para yoktu. Hesaplarım hep eksi bakiyedeydi. Hisse senedi alırken, satarken hep aynı şekilde davranıyor ve aynı sonuçları alıyordum. Benim yaptığım şeyin Einstein'ın delilik tarifine uyduğunu kavramam çok zaman aldı.