You can find Böyle de Buyurabilirdi Zerdüşt books, Böyle de Buyurabilirdi Zerdüşt quotes and quotes, Böyle de Buyurabilirdi Zerdüşt authors, Böyle de Buyurabilirdi Zerdüşt reviews and reviews on 1000Kitap.
Yaşamak, başına geldiğinde her biri seni geri dönüşsüz bir şekilde yıkacak olan, az önce sayılan ve çok daha fazlası sayılmayan binlerce felaketi bünyesinde taşıyan bir mayın tarlasında dolaşmaktır. Hala hiçbir mayın patlamadıysa tamamen şansındandır; er ya da geç mutlaka patlayacaktır. Bir mayınlık hayatlara düşen, mayın patlayıncaya kadar kendini mutlu saymaktır. Hala patlamadıysa gülümse, yarın da patlamazsa iyice gül, hafta sonuna kadar da patlamazsa kahkaha at; bunlar senin en doğal hakkın, ama mayınlar hakkında asla şüpheye düşme, ne patlamayacak kadar derindeler ne de fünyeleri yanlış bağlı; her şeyleriyle dört dörtlük çalışıyorlar, sadece sabırla üzerlerine doğru atacağın adımı bekliyorlar... Mayına basıp parçalandığında suratında donup kalan, mayınsız zamanlardan kalma gülümseyiş; sırtında bir kere bile çıkarmadığın kayanın eksikliğini fark edemesen de işte yüzündeki o gülüş Sisifos gülüşüdür. Çünkü bir insanın yüzünde Sisifos gülüşü, ancak mayına basınca belirebilir.
İnsan bilinci, bir saniye bile boş bırakıldığı anda rotasını var oluşunun anlamını sorgulayan sorulara çevirir. O yola sapmamak için son ana kadar her şeyi dener. Korkunç bir meşguliyet arayışı içinde, sonradan şikâyet edecekleri de dâhil aklına gelebilecek her yolla bu sorulardan kaçmaya çalışır. Birkaç saniyeliğine bile olsa hayatın anlamı üzerinde düşünmek zorunda kalmaktansa, haftada yedi gün, günde 14 saat
zevk almadığı bir işte bütün ömrünü geçirmeyi tercih eder. Bu tür "kafa yorucu" soruların derin dondurucularda hazır bulunan cevapları,
istenildiği an ısıtılıp servise sunulabilir.
Oysa insan, abartlı bir panikle karşılamaktan kaçındığı soruların cevaplarını derinlerde bir yerlerde sezmektedir aslında; sadece bunun
bilincine yerleşmesini istememektedir. İnsan bilmek istemez; o sadece aramak ister, mümkünse sonu olmayan, çok uzun süren bir arama...
Başka şeyler yapabileceğini bilmek, insana çoğu kez hep yaptığı şeyin aynısını yaptırır. Hapishaneye tıkıldığında ya da bir davranış dolaysızca dışarıdan dayatıldığında bütün yaratıcı yanlarıyla ona direnç gösteren insan, kendi haline bırakıldığında, hiçbir baskı gücünün rüyasında bile göremeyeceği bir uysallık ve tekdüzelikle davranışlarında kendi hapishanesini yaratır. Göze görünmeyen sınırlar, insanı daima daha iyi sınırlandırır.