Zerdüşt, bilgeliğini insanlarla paylaşmak için yıllarca süren yalnızlıktan sonra dağlardan iner ama bir istekle: Sadece inanma, sorgula, kendi yolunu bul, beni takip etme!
Zerdüşt’ün adı eski bir İranlı din kurucusu ile aynıdır ama hedefleri farklıdır. Odak noktası "Üstinsan" fikridir, yani yanlış inançların ve ahlakın üstesinden gelen ve yeni değerler, hatta yeni bir dünya yaratmak için kendisinin ötesine geçebilendir. Ancak bu ideal için çabalayan kişi kendini aşabilir, tüm değerlerini yeniden gözden geçirir ve yeni standartlar belirler. Tanrı'nın yerini almalı ve insanların kendi sıradanlıklarının ötesinde büyümeleri için bir örnek olarak hizmet etmelidir. Zerdüşt'e göre onu harekete geçiren iktidar isteğidir. Özgürleştiren de iradedir, ancak geçmiş her şeyden arınarak insan “esaretten” kurtulabilir.
“Bengi dönüş” her şeyin birbirine kenetli olduğu ve olmuş olan her şey; her acı, her düşünce, her nefes ve her eylemin sonsuz sıklıkta tekrarlanacağını söyler. Zerdüşt, çoğunlukla metafor ve alegori kullanarak aforizmalarını lirik bir biçimde, vaaz veriyor gibi insanlarla paylaşıyor. Her türlü sıradanlık ve kendini aldatma biçimini kazıp ortaya koyuyor. Nietzsche, verilen sorunlara net yanıtlar sunmaz, çelişkili ifadeleri vardır, tıpkı hakikatin iki yüzü olduğu gibi. Nietzsche'nin eserinde gerçeği değil, herkes kendi yorumunu bulur.
Kitap modern zamanların tüm felsefi eserlerinden farklıdır. Şiirsel-felsefi bir çalışmadır ve üslubu bakımından kesinlikle benzersizdir. Nietzsche'nin düşüncelerinin doruk noktasına ve sonuca ulaştığı ana yapıtı olarak kabul edilir.