You can find Bozkırın Uzak Bahçeleri books, Bozkırın Uzak Bahçeleri quotes and quotes, Bozkırın Uzak Bahçeleri authors, Bozkırın Uzak Bahçeleri reviews and reviews on 1000Kitap.
Postacı gene gözlerini kapattı kel tepenin üzerinde kalan son aydınlığa karşı.
“Köprüden geçti gelin / Köprüden geçti gelin / Saç bağın düştü gelin...”
“Bu türküyü Neşet Ertaş’tan güzel kimse söyleyemez” dedi Usta, “Gözünü sevdiğim Gara Neşet. Çocukluğu, gençliği bizim buralarda geçti bilir misiniz? Şu Kirazlıdere’nin arkasındaki köyde, Köçekkömü’nde. Düğünlere gelirlerdi çalgıcı olarak. Buraların düğünlerini hep onlar çalardı.”
Her biri kendi gençliğine, köyüne, sokağına döndü; pencerelere, bahçe içlerine, bostanlara, dere kıyılarına baktı, dolandı; kibrit kutularında mektup aldı verdi, mendil kokladı, ayna tuttu, ah çekti; sevdiğinin başkasına yâr olduğunu gördü.
Herkes kendi uzağını kendi içinde taşıyordu, neyin, ne kadar uzak olduğunu bilmeden. Her yıl, bir sonraki baharı görüp göremeyeceğini düşünen insan için uzak yoktu oysa.
Bakarken de, görmemesi gereken her şeyi -üstüne vazifeymişçesine- gördüğü gibi, o güne dek dikkat etmediği, ayrımsamadığı ne varsa onları da görüyordu.
Kendi kendine yarattığı dinginliğin içinde saatlerce oturur, çevresinde dönenip duran bütün devinimleri, sesleri kendi sessizliği içinde eriterek küçülüp görünmez olurdu, biri adını söyleyene ya da onu o derin dinginliğin içinden çekip çıkarana kadar.