Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bozkurt Sözleri ve Alıntıları

Bozkurt sözleri ve alıntılarını, Bozkurt kitap alıntılarını, Bozkurt en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Mustafa Kemal, General Sava Savof komutasındaki Bulgar birliklerinin saldırısından hemen önce Bolayır’a ulaşabildi. Buradaki istihkâmlar elli yıl önceki Kırım Harbi sırasında ingiliz mühen­dislerin inşa ettiği hattın alelacele onarılan kalıntılarından ibaretti. Bulgarlar hatta hiç durmaksızın saldırıyorlar, Türklerse inatçı bir sabırla bu hattı
Mustafa Kemal görevine bütün enerjisiyle sarıldı. içgüdüsel olarak bir as­kerdi: Adamları için çevrede atlı tatbikatlar, seminerler düzenliyor, askeri ta­rih -Moltke ve Napolyon’un seferleri üzerinde- çalışıyordu. Bu, yeni bir he­yecan ve yükselme dönemiydi. Otuzundan önce Makedonya’da Üçüncü Or­du Kurmay Başkan’ı oldu. 1910’da Ali Rıza Paşa’nın
Reklam
Bir Amerikan iktisatçısı, “Türkiye’nin iflasına giden yol,” diyordu, “dolar banknotlarıyla döşenmektedir.”
Şeriat, yani bu ahlak yoksunu Arapların teolojisi, kokmuş bir İslam'ın çöldeki Bedeviler'e uygun olması mümkündü. Ancak, çağdaş ve ilerici bir Devlet'in onunla hiçbir alışverişi olmazdı. "Allah'ın sözü ha!" Şeriat yoktu ki. Bu, yalnızca din adamlarıyla kötü yöneticilerin halkı bağladıkları zincirlerden bir tanesiydi.
Sayfa 170Kitabı okudu
O, Türkiye'de bir daha kesinlikle bir Diktatör ortaya çıkmasın diye Diktatör olmuştur.
Sayfa 239 - ***Kitabı okudu
Türkler ya kendi kendilerini kurtaracaklar ya da yok olacaklardı.
Reklam
“Gerçeği, içine işleyen bakışlarla incelemeli ve deney dünyasında onu iyice kavramalıyız.”
Sayfa 207
Bozkurt dişlerini göstermişti. Vahşi, acımasız bir toprakta, vahşi , ilkel bir halkın yöneticisiydi. Güçlü ve vahşi olmalıydı.
Sayfa 235
"Mahkeme başkanı gülümsedi. Adı Ali'ydi, Kel Ali olarak tanınıyordu. Adamları darağacına yollarken yüzüne iliştirdiği tebessümüyle dikkati çekiyordu. Tipik bir Mustafa Kemal taraftarıydı..."
Sayfa 290
Mustafa Kemal kendi önemine duyduğu büyük bir inançla dopdolu oldu­ğu halde İstanbul’a geldi. Artık o da hesaba katılacak biri olmuştu. Gazeteler onu “Boğazların ve Payitahtın Kurtarıcısı” olarak selamlamaktaydı. Askeri bir üne sahip olmuştu. Eskisi gibi görmezden gelinemezdi. Politikacılara artık kendisini dinletebilecekti. Bu aşağılık adamlara kendi görüşlerini benimsetecekti. iktidarda o da söz sahibi olacaktı. Hâlâ politikacıları aşağılık bulduğu­nu açıkça belirtiyordu; ancak, politika, karşı koyamadığı bir güçle kendisini çekmeye devam ediyordu.
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.