Bozkurt Efsaneleri ve Gerçek

Doğu Perinçek

By Number of Pages Bozkurt Efsaneleri ve Gerçek Quotes

You can find By Number Of Pages Bozkurt Efsaneleri ve Gerçek quotes, by number of pages Bozkurt Efsaneleri ve Gerçek book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Bir Çinli, MÖ 174'te Hunların başbuğuna şöyle diyor: "Eğer sen, Şan-Yü, Çin bölgelerini itaat altına alsan dahi, yine oralarda yaşayamazsın!"
Karahanlılar'da özel mülkiyetin hızla geliştiği ve insan davranışlarını etkilediği görülüyor. Kaşgarlı Mahmut’un bunu anlatmak için Divan'a aldığı iki dizede şöyle deniyor: "Mal yüzünden adamlar hep bozuldu; mal gördüklerinde kartal gibi leşin üzerine inerler."
Reklam
Yerleşik hayat ve tarıma geçen, şehirler kuran Karluk ve Oğuzlar'ın, aynı zamanda İslamiyeti ilk kabul eden Türk kavimleri olması doğaldır. Bu da gösteriyor ki, İslamiyet, Türkler arasında, toprağa yerleşen aristokrasinin ve tüccarların dini olarak yayılmış; onların ihtiyaçlarına cevap vermişti. Karahanlı devleti içinde hâkim sınıflar, Sünni İslâmı kabul ettiler. Bu ideolojiyi temsil eden bir ulema zümresi de oluşmuştu. Bu ulema, Batıni mezhebinden olanları zındıklıkla suçlamakta ve önderlerinin en ağır şekilde cezalandırılmasını istemektedir. Görüldüğü gibi, Batınilik, daha Karahanlılar zamanında, devlete isyan edenlerin ideolojisi olmuştu. Göçebe hayvancılık ve tarımla uğraşan halk kitleleri, hâkim sınıfların Sünni İslamına karşı muhalefetlerini Batıni mezheplerin bayrağı altında yürüttüler.
Sayfa 54 - Yerleşen Aristokrasi ve Tüccarların İdeolojisi: İslamiyetKitabı okudu
Oğuzlar, bey, el ve gün sınıflarına ayrılmaktaydı. Beyler, hâkim kabile aristokrasisiydi. El, beylere bağımlı olan, sömürülen kitleydi, yani çoban halkı ve tarımcıları ifade etmekteydi. El sözcüğü Göktürkler'de gördüğümüz il kelimesinden gelmektedir. Belli bir toprak parçası üzerindeki bağımlı halka bu ad verilmekteydi. Gün kavramına ise, kün biçiminde daha Orhun Yazıtları'nda rastlıyoruz. Kün, Göktürkler’de kadın köle, cariye anlamına geliyordu. Oğuzlar’daki gün, köle ve uşaklardır. Oğuzlar'da, yerleşik tarım, meta üretimi ve ticaret geri olduğu için, kölelik önemsiz durumdaydı. Bugün dilimizde hâlâ yaşayan "ele güne karşı" deyiminin kökeni de bu sınıf farklarındadır. Bu deyim, beylerin halka ve kölelere karşı itibarlarını koruma kaygısını ifade etmekteydi. "El mi yaman, bey mi yaman" deyimi ise, halk kitlesi ile beyler arasındaki sınıf mücadelesinde halkın gücüne gönderme yapmaktadır ve bugüne kadar yaşamıştır.
Sayfa 58 - Sınıflaşma ve Sınıf MücadelesiKitabı okudu
Oğuz yabgularının "devleti", bu sınıf farklılaşması üzerine oturmaktaydı. Oğuz yabgularının hâkimiyeti, kabileler konfederasyonundan devlete geçiş aşamasını ifade etmektedir. Bu "devlet", el denen çoban halkın ve gün denen kölelerin sömürülmesine dayanmaktadır. Çoban halk kitlesi, her geçen gün silahsızlandırılmaktadır. "Salur Kazan'ın Evinin Yağmalanması" destanındaki Karacuk Çoban, silahsızdır ve Kazan Bey çobanla birlikte düşmanın üzerine gitmeyi kendine yedirememektedir. Çünkü savaşmak, gittikçe kabile aristokrasisinin ve onların etrafında toplanan silahşörlerin işi olmakta, halktan ayrı silahlı bir "kamu gücü" adım adım örgütlenmektedir. Devletin oluşmasını, bir hiyerarşinin ve bürokrasinin meydana gelmesinden de anlıyoruz. Subaşı, külerkin, tarkan, yinal gibi unvanlar, belli mertebe ve yüksek memuriyetleri ifade etmekteydi.
Sayfa 60 - Devlet Kuruculuğuna DoğruKitabı okudu
Reklam
11 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.