İyi ki okudum, dediğim kitaplardan “Brideshead’e Son Gidiş.”
Yaşattığı duygu bütünlüğü, betimlemelerin gerçekçi tasviri beni büyüledi.
.
Savaş zamanı Brideshead’e yolu düşen Yüzbaşı Ryder’ın buraya ilk gelişi değildir; malikâne onun gençliğinin ilk zamanlarının, hayallerinin yoğunlaştığı mekândır ve işte geçmişle şimdiki zaman o andan itibaren girift yapmaya başlar.
Flyte’larla kesişen yolu ile Ryder, İkinci Dünya Savaşı’nın boğucu zamanları çerçevesinde İngiltere’nin altın çağındaki aristokrat bir ailenin iç dünyasına yolculuk yapmaya başlar.
Waugh sadece dönemin balolarından kıyafetlerine, asaletin ayrıcalıklı dünyasından bir çizgi ile ayrılan karanlık sokaklara değinmez.
Aile içi karmaşanın yarattığı yıkımı zarafetle göz önüne serer.
Katolikliğin ağır tabularını sorgular, sorgulatır.
Dantel gibi işlenmiş, usul usul akan konusuyla çok detay anlatır okuruna Waugh.
Sevdim, hem de fazlasıyla…
@yediyayinlari