Bu Cennet Bu Cehennem

Vedat Günyol
Devrim piç olmak üzereydi. Ama yine de, Gür­sel Paşa'nın, sola açık olmamakla birlikte, Anaya­sa doğrultusunda söz özgürlüğüne saygıyla besli yönetimi, bir ölçüye kadar ağır basmaktaydı
Çan yayınlarıKitabı okudu
Bir insan, doğduğu gün kendine verilen adı, sonradan yadırgayabilir, sevmiyebilir. Onu değiş­ tirmek kendi elinde olmalı. Elindedir de. Bir in­san, ana - baba ocağında kendine aşılanan düşün­ celere, görüşlere, olgunluk çağına gelince karşı çı­kabilmeli, çıkmalıdır da
Çan yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Evet, utanmayanın sefası çoktur, hem pek çok. inanmazsanız, yedi sekiz ayın politika haya­tına bir bakın. Türlü dalavereler alaverelerle, Tür­ kiye'yi, güvenoyu almamış bir hükümetle, içte ve dışta (hele dışta) güçsüz, silik, şaşkın ve apışkın bir duruma sokanların utanmazhğını gorursunuz, parmağınız ağzınızda, küçük dilinizi yutabildiği­ niz kadar yutarak
Çan yayınlarıKitabı okudu
Artar eksilmeyiz zindan/arda. Azalarak yaşayanların, çoğalarak yaşayanlara açtıkları savaşın serüvenini yaşıyor Türkiyemiz, daha bir süre yaşayacak da
Sayfa 64 - Çan yayınlarıKitabı okudu
Nedir, ne olabilir düşünce sağlığı, ya da sağ­lıklı düşünce? Kalıp düşüncelerden, dogmalardan uzakta, salt aklın mantığın, sağduyunun ışığında varılan düşünce değil mi, bir bakıma?
Sayfa 11 - Çan yayınlarıKitabı okudu
Oysa, büyük çoğunlukça paylaşılan bir düşün­ce veya duygunun doğru olması gerekmezdi her zaman. Nitekim öyle olmuştu. Çevresiyle uyuşmak, Dr. Atabek'in de dediği gibi, ruhsal denge­nin şaşmaz koşulu sayılıyordu. Nasıl sayılmasın ki, sıradan her insan bütün ruhsal ve düşünsel gü­venliği komşusuna ters düşmemekte arar. Başka çaresi de yoktur. Yoksa, paryalaşır, dirliği düzen­liği gider elinden
Çan yayınlarıKitabı okudu
Reklam
<<Satılmaz Adam» deyimi, dünya tarihinde bir tek kişi için kullanılmış bugüne değin. Bu adam, Fransız Devriminin, o bütün insanların malı ol­ muş, haksızlıklara başkaldırma yolunda cesaret örneği sunmuş bir devrimin, şanına şerefine, yurt severliğine kimsenin toz konduraınadığı, kondu­ ramıyacağı en yılgısız ve en temiz önderlerinden biri olan Robespierre'dir. Saray'a, o halkın sırtın­ dan geçinen, görkemli yaşamının her görünümün­ de, kımıltısında yoksul halkın kanından canından malından nalıncı keseriyle yontulmuş, çalınmış çırpılmış, nice nice göz nuru, alın teri karşılığı de­ ğerlerin ürünleri yatan saraya karşı, halkı tutmuş, halk için canını ortaya koymuş, sonunda, her na­ muslu yurtsever gibi, ihanetiere uğrayıp, göz göre göre, kafası uçurulmuş, küçük adıyle Maximilien, büyük adıyle ROBESPİERRE'dir.
Çan yayınlarıKitabı okudu
Utanmak, sözlük anlamında « Şerefsiz, onur­suz, gülünç bir duruma düşmekten üzüntü duy­mak»tır. Littre'ye bakarsanız, utanmaz adam yü­zü kızarınayan adamdır. Neden yüzü kızarmaz utanmaz adamın, adamların? Çünkü, şerefsiz onursuz ya da gülünç duruma düşmekten üzüntü duy­mazlar. Kasap süngeriyle silinmiştir yüzleri.
Çan yayınlarıKitabı okudu
Körpecik kafalarda, solcu sözü çevresinde yaratılan bu iğrenç ürküntüyü, dün olduğu gibi bu­ gün de sürdürme çabasında nice nice iğrenç po­litikacı var. Ne demek, «çok iyi bir insan ama, solcu?>> Bir insan çok iyi olursa, iyiliğini solcu ol­ makla yitirir mi? Tam tersine, kazanır. Gelin de bunu, o, ana-babanın etkisinde kalan körpecik çocuklara anlatın. Yalnız o körpecik çocuklar mı? O çocukların seviyesinde olan milyonlarca okuma­mış, okuma olanağından yoksun bırakılmış, bıra­kılmasına çalışılmış yurttaşlara anlatın; anlatabi­lirseniz eğer
Çan YayınlarıKitabı okudu
Bundan elli yıl öncesini yaşamış olanlar bilir­ler. «Yattım sağıma, döndüm soluma, melekler şahit olsun dinime imanıma» demeden başını yas­tığa koyup uykuya dalmak pek olacak şey değildi
Çan yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Güçsüzlüğü, dar görüşü ile yurdu anarşiye sü­rükleyen bir iktidarın, beceriksizliği sonucu Tür­ kiye'yi korkunç bir güvensizlik kaplamıştı. Bu güvensizlik, genci yaşlısı ayırdedilmeden bütün ileri­ci aydınlara karşı genel bir kuşkuya yol açmıştı halkta, o henüz gözü açılmamış, kurdu kuzuyu ayırdetmez halde bırakılan halkta.
Çan yayınlarıKitabı okudu
Dünyanın hemen her yerinde, toplurnlara ma­lolmuş birtakım düşünceler, inanışlar vardır. Baş­langıçta, günün koşullan doğrultusunda, insan mutluluğunu amaçlayan birtakım düşünceler, za­manla gerçekliğini yitirmekle birlikte, kurulu dü­zen adına vazgeçilmez, katı birer dogma niteliği kazanırlar. Bu düşünceler, belli bir azınlığın, ege­men azınlığın korunma silahı olarak, çağın gerek­ lerini hiçe saya saya büyük kalabalıklara maledi­ lirler.
Çan yayınlarıKitabı okudu
İnsan dediğin, belli bir olgunluk çağında, yap­tığı, yapmak zorunda olduğu bir seçenekte göste­rir, ispatlar kişiliğini. Sağda, yani para babaların­dan, ezenlerden, çalıp çırpanlardan yana mısın, yoksa, edilenlerden, emeği, göz nuru kol emeği, alın teri çahnanlardan, sömürülenlerden yanamı­ sın karar vereceksin arkadaş, yoktur başka türlü­sü
Çan yayınlarıKitabı okudu
Din konusunda, Robespierre, insan onuruna, yaraşır bir öneri sunuyor Konvansiyon Meclisine: <<Çocuğun sağlıklı alışkanlıklar edinınesi gereken bir varlık olduğu ilkesine dayanarak şunu istiyor ve diyorum ki, o yaşta (yani on iki yaşından önce), çocuğa dinden söz edilmesin
Çan yayınlarıKitabı okudu
Oysa, çoğala çoğala yaşamaktır insanı insan, toplumu toplum yapıp yücelten. Türk halkı, geri­ de kalan üç dört yıllık acı günlerden gözü açılmış olarak çıkan Türk halkı, köylüsünden kentlisine, memurundan işçisine kadar belirli bir sınıf bilin­ cinde, çoğalarak yaşıyor. Ona, kendisi gibi çoğala çoğala yaşamasını bilen, gerisinde kalmayan tem­silciler, yöneticiler gerek
Çan yayınlarıKitabı okudu
Resim