Bu Dünyanın Krallığı

Alejo Carpentier
İnsan kimin için eziyet çektiğini ve umutlandığını hiçbir zaman bilmez. Hiç tanımadığı insanlar için eziyet çeker, umutlanır, çabalar da çabalar; onlar da hiçbir zaman mutlu olamayacak başkaları için eziyet çeker, çabalar da çabalar çünkü insan her daim kendi payına düşenden daha büyük bir mutluluğun özlemini çeker. Yine de, insanın yüceliği, kesinlikle, olanla yetinmemesi, fazlasını istemesindedir. Kendine Dert edinmesindedir.
Sayfa 160Kitabı okudu
"Kâğıt oynarken ırkların eşitliğinden dem vuran hayaller kurmak kolaydı tabii."
Reklam
Gözlerden ırak bir evde —hep şüphelendiği şey— iğneler batırılmış ya da kalbinin olduğu yere bir bıçak saplı vaziyette kötü niyetle asılmış temsili bir kuklası olabilirdi.
Sayfa 122Kitabı okudu
"Çünkü lafı bu defa kanla değil ateşle sokacaklardı ve akılda kalsın diye yakılan ateşler, daima pahalı olurdu."
“Ve kusura bakmayın ama Paskalya’larda, Noel ışıkları yandığında, kölelerin hayran çığlıklarına aldanmaktan vazgeçilmeliydi.”
Reklam
Şimdi anlıyordu ki insan, kimin için eziyet çektiğini ve umutlandığını hiçbir zaman bilmez. Hiç tanımadığı insanlar için eziyet çeker, umutlanır, çabalar da çabalar; onlar da hiçbir zaman mutlu olamayacak başkaları için eziyet çeker, umutlanır, çabalar da çabalar çünkü insan her daim kendi payına düşenden daha büyük bir mutluluğun özlemini çeker.
Sayfa 160Kitabı okudu
"Muharebeleri her daim, yakaracak savaş tanrıları olanlar kazanır."
"Gizemli bir emre uyarak mutfağa koşmuş, kollarını kaynar yağ tenceresine daldırıvermişti."
...insanın yüceliği, kesinlikle, olanla yetinmemesi, fazlasını istemesindedir. Kendine Dert edinmesindedir...
Reklam
“Ecel teri döken biri oldu mu, hemen çatılara tüneyen sabırlı akbabalarıyla tropikal kuşak artık onu tiksindiriyordu.”
tek başına olsa bile, hiçbir zaman yalnız değildi. Çoktandır sandalyelerle, tencerelerle, bir inekle, bir gitarla ya da gölgeleriyle konuşma sanatını biliyordu.
Ellerin yolculuğu,çok uzaklarda kalmış görüntüleri geri getirip hafızasıni tazeledi. 1zamanlar o temasın uzmanı olmuştu. Aynı dairevi hareketlerle, 1gün, burkulma acısından hareket edemez hale gelmiş bu topuğun sancısını dindirmişti. Malzeme farklı ama biçimler aynıydı...
“Eskiden yerleşimciler kölelerin ölmemesine çok özen gösterirlerdi çünkü bir köle öldürmek heybede büyük bir delik açmaktı.”
Resim