Budala
Tanrının öldüğü dünyada insanlar totaliter ya da nihilist düşüncelere kapıldılar. Prens'in durumu ise daha farklı. Mışkin, etik değerlere sahip fakat tanrının öldüğü çağda yaşadığı için bu değerleri ölçüsüzce uygulayan bu yüzden de istenmeyen sonuçlar yaratan bir insan. Saf sevgi ve acıma duygusu ile kendini Nastasya'ya adaması, bunu yaparken ise Aglaya'yı, kendi hayatını ve toplumun düzenini tam anlamıyla çiğnemesi buna bir örnek.
Budala
İnsan tek bir şeye saplantılı düzeyde odaklandığında diğer her şeyi unuttuğu gibi kişiliğini de yitirip bambaşka bir insana dönüşebiliyor. İsviçre'den Petersburg'a gelen prens ile Moskova'ya gidip ikinci kez Petersburg'a dönen prens neredeyse farklı iki insan. Sebebi de Nastasya Filippovna'ya karşı beslediği saplantılı hisler.