Burada Öyle Biri Yok

Neslihan Önderoğlu

Burada Öyle Biri Yok Sözleri ve Alıntıları

Burada Öyle Biri Yok sözleri ve alıntılarını, Burada Öyle Biri Yok kitap alıntılarını, Burada Öyle Biri Yok en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kayıp...
Günlük dilde "kayıp" sözcüğünü çoğunlukla yitirilen, zayi edilen bir şey için kullanıyoruz. Eğer söz konusu bir insansa, birisini "kaybetmek" onun öldüğü anlamına gelir. Kayıp sözcüğünün sözlük anlamlarına baktığımızda da bu böyle. Ancak "kayp" ın bir bir anlamı daha var ki TDK sözlüğünde bu, "kayıplara karışmak" olarak ifade edilmiş ve şöyle tanımlanmış: bulunduğu yerden ayrılıp gitmek, gittiği yeri bildirmemek, görünmez olmak.
Sayfa 9 - Notos KitapKitabı okudu
Lal...
Aydınlığın içinde, karanlık bir tünelde, onca insanın arasında, yapayalnız, onca sözcük uçuşurken etrafında, dilsiz gibi yürüyor.
Sayfa 51 - Notos KitapKitabı okudu
Reklam
Şiirsel...
Anladın mı hiç, bilemedim. Böyle gelip de sedire her uzandığında, derinleşince uykun, taşlıktaki lavobada asılı çerçevesiz aynayı, yüzünü döndüğün duvara sessizce iliştirirdim. Şimdi benim traş olduğum. Uzanırken aynayı yerleştirmek için, hiç olmadığı kadar yakınken sana, tenin deniz kokardı, poyraza dönerdi nefesin. Bir silinir, bir belirirdi aynada yüzün. Nefesinin her vuruşunda buğulu başka bir resim. Neler olmuş, nerelerdeymişsin, neler görmüş geçirmişsin, her nefes alıp verişinde şekillenirdi aynada bir bir. Öylece izlerken, en tatlı uykulara daldığım puslu bir film. Sonunu hiç getiremediğim. Hala, her gece, el ayak çekilince, usulca denize giriyor annem, koynuna girer gibi senin.
Sayfa 37 - Notos KitapKitabı okudu
Bir silinir, bir belirirdi aynada yüzün. Nefesinin her vuruşunda buğulu başka bir resim. Neler olmuş, nerelerdeymişsin, neler görmüş geçirmişsin, her nefes alıp verişinde şekillenirdi aynada bir bir. Öylece izlerken en tatlı uykulara daldığım puslu bir film. Sonunu hiç getiremediğim.
Sayfa 37 - Notos Kitap
Nefesinin her vuruşunda buğulu başka bir resim...
Sayfa 37 - Notos Kitap
Kalmak...
Kazsaydık toprağı da içine koysaydık. Kapansa, açılmasa, yutsa, kaybetseydi yer. Bilirdik orada. Bir kemik, bir parça, bir madde, bir şey... Çürüse de var. Zihnimiz de yanında gömülü kalırdı. Toz mu bu adam, buhar mı ne. Yok dediler, yok olmanın ne olduğunu anlayamadık. Boşlukta kaldık.
Sayfa 22 - Notos KitapKitabı okudu
Reklam
Megaloman...
Bir kadın taş sessizliğine varırsa benim gibi biri tarafından (yazar) deli sevilmiştir.
Sayfa 31 - Notos KitapKitabı okudu
Kayıp...
Sözcükler ne zaman kaybolmaya başladı? Önce tınılarını yitirir gibi oldular. Ardından renklerini. Arada bir yerde dokularını kaybettiler. Kağıt üzerinde başka, zihnindeki boşlukta başka. Nasıl oluyor da bir sözcük izini kaybettirebiliyor aklında? Yazdığında var. Düşündüğünde yok. Gevşek, delikli, geçirgen. İçine bambaşka anlamlar alıp büyüyor. Sonra deliklerin hepsinden sızıyor, akıp gidiyor. Tortu. Sözcüklerin tortusu var yalnızca. Tutmaya çalışıyor, olmuyor. Parmaklarının arasından akıp giden su gibi. Tutamıyor.
Sayfa 48 - Notos KitapKitabı okudu
Reklam
ŞEHİR...
Yer yutsa iyiydi. Yer yutmadı, şehir yuttu Akın'ı. Şehir bir cangıl, nasıl. İnsanları üst üste kanatlı karınca sürüsü. İnsanları birbirine çekilmiş bıçak, sırta hançer, cana ziyan.
Sayfa 22 - Notos KitapKitabı okudu
Sınırsız...
Öykünün sınırlanamaz ve başına buyruk doğası gereği bazen aklımızda bir fikirle yola çıkmışken kendinizi varmak istediğinizden çok farklı bir yerde bulabilirsiniz.
Sayfa 10 - Notos KitapKitabı okudu
Kayboluş...
Belki akşam olacak birazdan. Adımlar sokakları baştan sona dolduracak. Bu adımların içinde bir anlam bulma telaşı iyice saracak yüreğini. Hava tamamen kararsa da okur. Görmek istediği hiçbir şey yok artık. Olduğu yerde duruyor. Şimdi hayat akıyor iki yanından. Kadınlar, erkekler, çocuklar... O hiçbirine ait değil. Hiçbir yere, hiçbir zamana, hiçbir anıya dahil değil. Aradığını anılarının arasında bulamayacak. Çocukluğundan fazlası yok avuçlarında. O da yavaş yavaş çözülüp gidiyor ellerinin arasından. Dünü çoktan yitirmiş. Aklının içinde kendini kaybetmiş. Bir hatırlasa kim olduğunu. Silinip giden geçmişiyle birlikte, renkler, desenler, kokular, hayat da siliniyor sanki yavaş yavaş içinden. Hiç ağlamıyor artık. Üzüldüğü hiçbir şey yok. Hiç ağlamıyor.
Sayfa 52 - Notos KitapKitabı okudu
sır...
Dün. Akşam, dükkanında kaybolmadan, yeşil defterine, yağmurlu ve buğulu iki iri gözle bakıp, kirpiklerini kırpıştırıp, bıyığını dişleyip ısırarak hayatının sırrını yazmıştı sahaf Kenan.
Sayfa 26 - Notos KitapKitabı okudu
Silinmek...
"... Hiç kimsenin hiçbir şeyde olmadığını anlamış artık. Kadının terk edilmiş bir sözcük, bir cümle olduğunu anlamış. Mutsuzluğu ve merhameti aradığını da. Yine de kadının sesini övmüş. Dilinin ucundaki kilidin hıncahınç mührünü çözmüş. Amacı onu yaralamak değil, eksik yanlarını tamamlayıp yeniden yazarak iyileştirmekmiş. Kadın yine anlamamış bunu. Çünkü sayfalarında yazıldığı kitabın en silik karakteriymiş. Şu huzursuz uyku uyuyanlardan. Hikayenin sonunda sahaf, kadını kitabın içine geri koymuş. O günden sonra da sahafı bir daha gören olmamış."
Sayfa 34 - Notos KitapKitabı okudu
21 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.