Bütün Öyküler

Feyyaz Kayacan
Sözcüklerin ta ardında ,uzağında bir yere gitmek isterdim, alacaklı kuşkuların, beynimde bağdaş kuran uykusuzlukların derilmediği. başımı sokacak bir boşluk arıyorum .konuşmayan, düşünmeyen, yazısız, alfabesiz bir boşluk . mutsuzluğun geliri olmamalıdır sözcükler.
Sayfa 300Kitabı okudu
Hiç kimse ışık tutmasın, şamdancılık etmesin acılarıma.
Sayfa 298Kitabı okudu
Reklam
Yeryüzünde topraktan sudan bol bir şey varsa o da nankörlüktür.
Sayfa 288Kitabı okudu
Sesimi içimden kazıyabilsem, Sesimin küstahlığından sıyrılıp bir gürültü felsefesinden ,bilimsel dedikodu kolaylıklarından kaçınabilsem, beklemek nedir bir öğrenebilsem, susmayı da öğreneceğim.
Sayfa 287Kitabı okudu
Hırsızlara dünyanın parasını yedirerek bir müzeden çaldırılan ünlü bir resimmiş gibi saklıyorlar yalnızlıklarını...
Sayfa 194Kitabı okudu
Öylesine çok şey var ki yeryüzünde insanlarla paylaşılabilecek, diyor ,öylesine çok şey var ki insanları birbirine bağlayan, bitiştiren; birimizin elinden gelen ötekinin elinde birikir ;mutlulukların pazarında dolaşan o sese ,ölümüme de bitişik misin diyeceğim geldi, biraz afallasın diye. bağırmasa ya öyle. kulağımın zarını patlatacak. sağır olacağım. Ne yandan buyur edecek ölüm duyamayacağım. duymam gerek oysa. o yanımı sırıtkan kemiklerle donatmam gerek.
Sayfa 252Kitabı okudu
Reklam
Ben her çiçeğin tozunu ,her sözcüğün aydınlığını taşıyan bir insandım. bütünüyle adamıştım kendimi onlara. benden aldıklarını yüceltmediler. şimdi bomboş bir kişiyim .ama boşluk, bir yerde temizliktir .şu gördüğüm boş çerçeveler kadar özgürüm ben .iyi ki kağıt olarak gelmemişim dünyaya. beni de sümüklü ,yolculuğu olmayan, coşkuların arsızlaştığı ,haydutlaştığı bir şiire kapatırlardı .kağıdın suçu ne ki? Şiir bir davulun içinde alev püsküren bir ateş böceği değildir ,bir İpek deposu da değildir. alevin serinlikle eşanlam olduğu noktada başlar şiir. Ben artık hiçbir şey okumuyorum .Kitaplarımın hepsini dağıttım ,savdım başımdan. kitap yerine kalem girmemiş defterler alıyorum .Deste Deste apak ve açık vermemiş kağıtlar alıyorum. ve yalnızca bakıyorum onlara. kapalı gözlerimle .Kendi bakışlarımdan bile koruyarak. ve Konuşmuyorum önlerinde, susuyorum. konuşmak yazmak kadar işlek bir nankörlük oluyor bir yerde .susmak diye de bir uygarlık var .susmak bir başlangıç, bir doğurganlığın ilk yaratıcı sancısıdır
Sayfa 287Kitabı okudu
Ölümde acemilik yok daha ilk adımıyla kişi uzmanı oluyor soluksuzluğun.
Sayfa 252Kitabı okudu
Oysa ben kendimi başkaları adına yakasında çiçek gibi taşıyanın biriyim.
Sayfa 191Kitabı okudu
Reklam
Kapısının eşiğinden onun gözleriyle bakmalıydım yaşam denilen atılım ve emek toplancasına. onun elleriyle her sabah açık kılmalıyım evrenin hiç olmazsa görebildiğim yerlerini ,hiç olmazsa ,tanıdığım insanlara .kapılar da insanlar kadar ölümlüdür ,çürümeğe ve sönmeğe yatkındır.
Sayfa 285Kitabı okudu
Bulanıklıktan sıyrılıp biçim kesinliğine erişmişiz gibi konuşuyorsun. Eskiden Biz Neydik, görünmeyen insanlar mıydık? sesimizi başımızdan savdıktan sonra mı görünür olacağız? ve sonra kime görünmek istiyoruz ?kendimize kendi elimizle mi ,yoksa başkalarına bizden olmayan oyunlarla mı? Yazık değil mi sahnesinde eksik olduğumuz bir oyuna el basmamız ve elin oraya yapışıp kalması?
Sayfa 204Kitabı okudu
Her şeye yakındı ama hiçbir şeyle ilintisi yoktu. Yeryüzüyle bir türlü düğümlenemiyordu.
Zarların birkaç türlüsü var .Örneğin işte düşünce zarı ,sokağa çıkma zarı, yatağa girme zarı, gece zarı ,gündüz zarı, rastlantı zarı, öncelik zarı. Bir şey daha diyorsunuz : zarlarımız yaşamlara görücü gidecek. zarların getireceği yaşamları bekleyeceğiz benimseyeceğiz .çoğunluk yerine getiriyorsunuz bu sözünüzü. ne ki ara sıra yanlışlıklar olmuyor da değil aranızda .onu siz de biliyorsunuz. güpegündüz sokakta bir adamı görseniz karanlıklara bürülü yürürken şaşmıyorsunuz gece zarını almış olacak yanına yanlışlıkla deyip geçiyorsunuz. Biliyorsunuz çünkü bu türlü ufak tefek unutkanlıkların giderek yok edileceğini.
Sayfa 147 - ykyKitabı okudu
Birisi bakacak olsa bacaklarıma evrenin öbür ucunda ,BİLECEĞİM. özleyecek olsa biri beni düşlerin çıldıran sedeflerinde, BİLECEĞİM.
Sayfa 130 - ykyKitabı okudu
Resim