Kitabı kütüphaneden alırken bir beklenti içinde olmadan, biraz da meraktan almıştım. Ama okuyunca ne kadar değerli öyküler barındırdığını gördüm.
Kitap iki ana başlık, dört ara başlık ve on dört hikayeden oluşuyor. Ara başlıklarla altındaki hikayelerin konusu anlaşılabiliyor.
Bir dönemler edebiyat öğretmenliği yapan, bir dönemler de köyde kalıp çiftçilik yapan Yusuf Atılgan'ın, hikayelerinde yaşamından izler taşıması ve gözlemler yaparak oluşturduğu -özellikle köy temalı- öyküleri hoşuma gitti.
Neredeyse her tarzda öyküsü bulunan Yusuf Atılgan'ın fabl şeklinde oluşan öyküleri de hayli güzel olmuş.
Hem Anadolu gerçekliğini başarıyla ele almış, hem döneminin siyasi atmosferini başarıyla anlatmış, hem de bireyi post modern bir tarzda anlatabilmiş olan yazarın bütün öykülerinin tek kitapta toplanması çok güzel olsa da, keşke daha çok eser bırakabilmiş olsaydı bizlere...