bu hafta için o kadar çok şey vardı ki, asla doğru düzgün kitap okuyamadım. yarın da akşama kadar okuyamam büyük ihtimalle. sonrasında normale dönerim diye umut ediyorum çünkü
Issız bir mezarlık, kimsesiz bir yer
Gölgesinde ulu, loş bir mâbedin
Bir yığın toprakla bir parça mermer
Sırrıyla haşr olmuş orda ebedin.
Bir yığın toprakla bir parça mermer,
Üstünde yazılı yaşınla, adın;
Baş ucunda matem renkli serviler
Hüznüyle titreşir sanki hayatın.
Seni gömdük anne yıllarca evvel
Gözyaşlarımızla bu ıssız yere
Kimsesiz bir akşam "Ziyâ"ya bedel
Matem dağıtırken hasta kalblere.
Kimsesiz bir akşam, ezelden yorgun
Hüznüyle erirken Dicle’de sessiz,
Öksüzlük denilen acıyla vurgun
Bir başka ölüydük bu toprakta biz...
Ne güzel geçti bütün yaz
Geceler küçük bahçede...
Sen zambaklar kadar beyaz
Ve ürkek bir düşüncede,
Sanki mehtaplı gecede,
Hülya, eşiği aşılmaz
Bir saray olmuştu bize;
Hapsolmuş gibiydim bense,
Bir çözülmez bilmecede.
Ne guzel geçti bütün yaz,
Geceler küçük bahçede.
…
Her şey yerli yerinde; masa, sürahi, bardak, Serpilen aydınlıkta dalların arasından Büyülenmiş bir ceylan gibi bakıyor zaman Sessizlik dökülüyor bir yerde yaprak yaprak.