"De ki: Ey kâfirler, ben sizin tapmakta olduğunuz putlara tapmam.
Siz de benim mâ'buduma tapanlardan değilsiniz. Ve ben sizin taptıklarınıza aslâ tapıcı olmadım. Siz de benim mâ'buduma tapıcılardan değilsiniz.
Sizin dininiz size, benim dinim bana."
"Dini yalanlayanı gördün mü? İşte, yetime fena muamele eden, yoksulu doyurmak için başkalarını teşvik etmeyen odur. Vay hallerine o namaz kılanlara ki, namazlarından gafildirler. Riyakarlık ederler, zekât vermeyi de men eylerler."
"Kureyşin alışkanlıkları için, kışın Yemen'e ve yazın Şam'a göç etmeğe ülfet ettirdikleri için bu beytin Rabbine ibadet etsinler ki, onları açlıktan kurtarıp doyurdu ve korkudan emin kıldı."
"Rabbinin fil ashabına ne ettiğini görmedin mi?
O, onların düzenlerini boşa çıkarmadı mı? Ve üzerlerine sürü sürü ebâbil kuşları göndermedi mi? Ki her biri onlara ateşte pişirilmiş çamurdan taşlar atmışlardı. Allâhü Teâlâ, onları kurt yeniği yaprağa çeviriverdi."
"Az kaldı o kâfirler, o zikri (Kur'an-ı Kerim'i) işittikleri zaman seni gözleriyle yiyeceklerdi. Bir de durmuşlar (O, herhalde bir mecnundur) diyorlar. Hâlbuki, (Kur'an-ı azim'ül-bürhan) bütün âlemlere bir öğüttür."
[ Kalem Sûresi, Âyet 51-52 ]