Tarih anlatımına avcı-toplayıcı insanlardan başlayıp 2012 yılına kadar götüren bir kitap.
Detay vermeye “Anne”den başlayarak; ilk medeniyetlere, toplumlara, uluslara, kral ve imparatorlara, kimi yerlerde aşırı detayla, kimi yerlerde yüzeysel olarak değinmiş.
İskoçya’da doğan İngiliz yazar Andrew Marr, kuyruk acısından olsa gerek; Türkler, Uygurlar, Hunlar gibi tarihin akışını değiştiren milletlere değinirken, bir İngiliz olduğunu hatırlayıp, “E bunlar da vardı işte” der gibi geçiştirmiş…
Dünya tarihinde ilk düzenli orduyu kuran Metehan’dan çok bahsetmez, İlk kadın imparator Tomris Han’ın Türk olduğunu ısrarla söylemez, Atatürk gibi; tarihin bir noktasında, yok olmakta olan büyük bir milleti dönüştürürek yaşatan bir dehaya, emperyalizmin pençesindeki uluslara örnek olan olağanüstü bir lidere “şöylece” bir değinir.
BBC’de konuk ettiği Başbakan David Cameron’a, programın süresinin bitmesi üzerine halen konuşmasını sürdürdüğü için “shut up” (kapa çeneni) diyecek kadar edepsiz biri için yine de fena bir kitap sayılmaz.