“içine bir düş doğduğunda
gürültülü âni bir acıyla,
ne bir çatlak ne bir leke, rüyanın gerçek
ve güzel olduğunu anladığında
ah o zaman, dikkatli ol yoksa çok değer verdiğin
o narin şeyi incitirsin âni bir güçle
kuyruk tüylerini sallayıp
dalga geçen bir düş gibidir düşler
çitin üstündeki tuz kutusuna
uzanınca süzüldüğünü göreceksin
ne tuzla ne samanla yakalanır yaşlı kuşlar
elma dalından seni izler ve gülerler
şair, asla düş peşinde değildir
gül kendine ve dön git.
açlığını gizle; bırak küçük bir mesele
sanılsın o gelirse veya kalırsa
ama nihayet eline yerleşince
tut onu çabucak ve sıkıca kapat parmaklarını.”