Yaşamayı hak etmeye çalıştığım gibi, ölümü de hak etmek istiyorum. Bu hakkı bana tanı! Çünkü, bu sonsuz güzellikler açan güzelim dünyaya, ben de gücümce güzellikler katmaya çalıştım. Bir güzel ada, atlasta görünmeyecek denli küçük diye, yok sayabilir mi? Benim katkım da atlasta görünmeyecek denli küçücük olsa da, var.
Ne mi yaptım? Ortaçağ simyacıları, taşı altına çeviremedi. Ama ben bir simyacıyım, gözyaşlarımı gülmeceye çevirerek dünyaya sundum.
Saygıyla gel ölüm, bekliyorum.
Bunca yıl durmaksızın karşı karşıya savaşmış iki savaşçıyız.
Üstelik benim savaşım, seninkinden çok daha yüceydi.
Çünkü sen, sonunda nasıl olsa utkunun senden yana olacağını biliyordun.
Oysa ben sonunda nasıl olsa yenik düşeceğimi biliyordum.
Yenileceğimi bile bile, ama hiç yenilmeyecekmişim gibi, beni yenecek olanın üstüne üstüne varmadım mı?
Bir an olsun korktum mu, ya da kaçmayı düşündüm mü?
Birazcık daha yaşayabilmek için, birazcık daha iyi yaşayabilmek için, bunca güzel yeryüzü uğruna bile sana bir kıpı ödün verdim mi?
Yaşamayı hakketmeye çalıştığım gibi ölümü de hakketmek istiyorum.
bu hakkı bana tanı!
Çünkü, bu sonsuz güzellikler açan güzelim dünyaya, ben de gücümce güzellikler katmaya çalıştım.
Bir güzel ada, atlasa görünmeyecek denli küçük diye, yok sayılabilir mi?
Benim katkım da atlasta görünmeyecek denli küçücük olsa da, var.
Ne mi yaptım?
Ortaçağ simyacıları, taşı altına çeviremedi.
Ama ben bir simyacıyım, gözyaşlarımı gülmeceye çevirerek dünyaya sundum.
Saygıyla gel ölüm, bekliyorum
"Yaşamayı hak etmeye çalıştığım gibi, ölümü de hak etmek istiyorum. Bu hakkı bana tanı! Çünkü, bu sonsuz güzellikler açan güzelim dünyaya, ben de gücümce güzellikler katmaya çalıştım. Bir güzel ada, atlasta görünmeyecek denli küçük diye, yok sayılabilir mi? Benim katkım da atlasta görünmeyecek denli küçücük olsa da, var. Ne mi yaptım? Ortaçağ simyacıları taşı altna çeviremedi. Ama ben bir simyacıyım, gözyaşlarımı gülmeceye çevirerek dünyaya sundum."
Canalıcıma,
Uykumdayken, kancıkçasına baskın verme! Gelince de,
saygısız konuklar gibi oturup,
yerlesip, siftinip çöreklenme! Seni bir müzmin
tedirginlik olarak derime yapışmış,
canıma sıvışmış olarak kendimde duymayayım.
Düşün ki ben seni, varlığımın bilincine vardığımdan
beri beklemekteyim.
Bunca zamandir beklenen bir konuğa yaraşır