Büyük Grev

Aziz Nesin

Quotes

See All
Hani bir zamanlar fabrikalarda çok iş vardı ya, o zaman işçiler canla başla çalışıyorlardı günde üç vardiya... İşçiler çalışıyor ha çalışıyor, fabrikalar mal üretiyordu ve halkımız bu malları hapurhupur bu malları paldırküldür bu malları takırtukur hiç durmadan tüketiyordu. Bu böylece yıllar yılı sürdü. Ama gel gör ki... Nasıl rakı denilen meret, içilince, şişe içinde durduğu gibi durmazsa içenin içinde, bu sanayi denilen ve bu ticaret denilen iş de, bikez işleyip gelişmeye başlayınca, durmaz öyle olduğu gibi yerinde. Çünkü durunca ölür. Çünkü, boyuna büyüyecek, şişecek ki yaşayabilsin. O çok zengin işadamının yüz üreten fabrikaları bin üretir oldu. Bin üretenler yüzbin üretti. Sanmayın ki yetti. Yüzbinken üretim, milyon üretti. Halk da, tüketti ha tüketti. İşadamının fabrika malları arttı da arttı. Ama sanmayın yetti. Milyon üreten fabrikalar yüzmilyon üretti. İşadamının malları arttı da arttı. Ama halk? Halka yetti. Halk tüketemedi, yetti. Halkın tüketimi, fabrikaların üretimine yetişemedi.
Ahh be Nesin Abi! Ciğerimi parça parça ettin. :-(
Bu işçinin ağır sövgülerini okur okumaz, bir şaşılası duygusallığa kapılıp, birden, üç kez linç edilerek öldürülmekten kılpayı kurtuluşumu anımsadım: Beyaz Saray'da, Eminönü Halkevi'nde, Adana'da... Hele o Adana'daki beşbin kişinin iki günde üç kez saatlerce bağırdıktan sonra üstüme saldırışları, en öndeki saldırganların, - Kelime-i şahadet getir! diye bağırmaları. Niçindi bütün bunlar? Yine işçilerin kendi çıkarlarını daha iyi hesaplamaları, daha da bilinçlenmeleri için; “Büyük Grev" adlı bir öykü yazdım diye, iki işçinin bana “Kaça satıldın? Kaç para aldın da bu öyküyü yazdın?” diye sormaları için miydi?
Reklam
Ölüm denen gerçek..
Ölümde bir tatlılık var mıdır? Niye olmasın? Ölümsüz bir yaşam ne denli sıkıcı olurdu, bir de bunu düşünün. Ölüm olmasa, doğum da olmazdı ki! İnsanlar sonsuza dek hep aynı çevrede, hep aynı kişilerin içinde, hep aynı belirli bir çizgide yaşar giderlerdi. Ne uygarlık ortaya çıkardı, ne sanat, ne edebiyat, ne bilim. Bütün bunları ölüme, ölüm denen gerçeğin varlığına borçluyuz!
Doğa öcünü alacak!
"Kentleri, en bitkel yerlerde kurup da doğayı köreltmeyeceksiniz. Yoksaaa, yollarınızdan geçilmez, sularınız içilmez, tozdan dumandan akla kara seçilmez, tarlalardan ürün biçilmez, pislikten kaçılmaz, hastalıktan gözleriniz açılmaz olur."
"Zamandan korkmayan yazarım. Çünkü, bugüne dek zaman, yüzümü hiç kara çıkarmadı. Zaman, benim en büyük yandaşım, işbirlikçim oldu ve zaman beni hiç utandırmadı."
“Dünyada her borç ödenir ancak bu gönül borcu denen borç hiçbir zaman ödenmez .”
Reklam
Evliliğimle yazımakinem, ikisi de aynı yaştadır. Birlikte satın aldığımız yazımakinemi her onartmaya götürüşümde karım bana, -Bak, der, makine bile sana dayanamadı, ikidebir bozuluyor. Makinenin bile dayanamadığı bir yazara bu kadın dayanmıştır. Karım haklıdır, çünkü karımdır
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.