Resûl-i Ekrem'in kızı HZ. Fâtıma, babasının kabri başına geldi ve bir avuç
toprak alarak kokladıktan sonra, üzüntüsünü şu beyitiyle dile getirdi:
"Üzerime öyle musibetler döküldü ki şayet onlar,"
"Gündüzlerin üzerine dökülseydi gece olurlardı."
" Kızım Fâtma Muhammed Mustafa'nın kızıyım, diye sakın namazı terk edeyim deme.
Beni hak peygamber olarak gönderen Allah'a andolsun ki beş vakit namazı vakti içinde kılmadıkça cennete giremezsin."
Muhammed (sallallahu aleyhi vesellem), bir gün HZ. Ali'ye:
Yâ Ali, Allah Teâlâ'yı sever misin?" diye sordu.
HZ. Ali:
"Evet, ey Allah'ın Resulü, severim" cevabını verdi
Efendimiz:
"Onun Resulünü de sever misin?" buyurdu.
Hz. Ali heyecanlanarak;
"Evet yå Resûlullah" dedi
Resûl-i Ekrem:
"Kızım
İki sevgiyle severim seni, biri aşkındır,
Diğeri senin sevilmeye liyakatindir.
Aşktan doğan sevgimi sorarsan eğer,
Gayrîden meșgul eden senin zikrindir.
Senin sevilmeye ehliyetin de muhakkak,
Seni müşahede etmem için perdeyi açmandır.