Neşet Ertaş söyleşilerinde Abdal (Bektaşi) dedelerinden bahseder. Dede, köylülerin borçla dertle kesip kendisinin önüne koydukları tavuktan azar azar etrafa dağıtır; birisi "dede az vermedin mi" dese, "lokma karın doyurmaz şefaat arttırır" dermiş ve sonuçta tavuğun dörtte üçü dedenin önünde kalırmış. Bu durumda dedenin sunduğu şey tavuk değil, şefaat oluyordu.