Büyük Türk Hükümdarı, İstanbul Fatihi, Sultan Mehmed Han ve Adalet Hayatı

Ali Himmet Berki

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
O bir ümmetin mecd ü saadetinin yalnız kudret-i maddiye ve kuvve-i harbiye ile mümkün olamayacağını biliyor; vatanın makam ilim ve irfan ve mecmai fudala ve şuara ve merkezi adl olmasını istiyordu. Bu maksatladır ki, Maveraünnehirli âlim ve riyazii şehir Ali Kuşçu'yu akraba ve taallukatı ile İstanbul'a celbetmiş ve ona envai ikram ve ihsanlarda bulunmuştur.
Sayfa 14 - Türkiye Adalet Akademisi
Ahkâmı İslâmiyede kadıların kendilerine arzolunan davalarda ledelicab istişare etmeleri caiz olduğu gibi ilim ve kemal erbabından istiftaları caizdir. Müşavirlerin re'yi veya fetva, hüküm verecek hâkimin reyine tevafuk ederse onunla, etmezse kendi reyi ile hükmederdi. Ahkâmı İslâmiyeye muvafık olarak İslâm devletlerinin hepsinde bu istiklâl esasına hürmet ve riâyet olunmuştur. Bu hâlde diğer divan âzasının reyleri istişarî idi. Bu reyler hükmedecek olan zatın reyine tevafuk ederse ne âlâ; etmezse hâkim kendi reyile hükmederdi. O zamandaki kadıasker veya İstanbul kadılarının diğer aza veya reisin tesiri altında kalmaları varit değildir.
Sayfa 22 - Türkiye Adalet Akademisi Yayınları
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.