Köyünde meşakkatli bir çocukluk dönemi süren, beraber ikamet ettiği ablasının deyimiyle 'kendi elcağzıyla' bakıp büyüttüğü, demirci dükkanında ablasının eşi ile beraber çalışıp geçimlerini sağlama gayreti güden 𝑷𝒊𝒑'in yeni insanlar ile ünsiyet kurarak, gönlünde uyanan, hırslanmasına neden olan 'toplum içinde yükselme' arzusunun her geçen gün perçinlenmesine karşılık, talihi olağanüstü bir şekilde döner ve esrarengiz bir mirasa konar. Gönlünü kaptırıp, yüreğini kavuran aşk ve gözlerine inen hırs perdesinin eşlik ettiği sanayileşen toplumun sevgisizliği ve ikiyüzlülüğü gözler önüne serilir iken, zaman içerisinde Londra'da bir Beyefendi konumuna erişen 𝑷𝒊𝒑'in zaman zaman nankörlüğe dalıp akabinde derin bir nedamet duyduğu, büyük umutlar ile çıktığı yaşam serüveninde büyük yanılgılara düşüp, umutlarının toz taneleri misali uçup gittiği zorlu yaşam mücadelesinin yanında, 𝑷𝒊𝒑'in düşünce yapısı büyük bir incelikle ele alınarak, bir yandan bireylerin düşkünlükleri, başarısızlıkları anlatılır iken diğer yandan da çağın gerçeklerine ve değerlerine ayna tutulur.
Silsile halinde yaşanılan, birbirini takip eden çok çeşitli karakterler ile tanışacağınız, yer yer dehşete kapılıp, fevkalade hislere gark olacağınız, 19. yüzyıl İngilteresi'nde taşradan büyük kente uzanan Victoria dönemi romanı olan Büyük Umutlar, Charles Dickens'in olgunluk dönemi eserlerinden bir tanesidir.