Büyük Zen Düğünü

Charles Bukowski

Büyük Zen Düğünü Quotes

You can find Büyük Zen Düğünü quotes, Büyük Zen Düğünü book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Ne dediysek o
Oturup iki bira söyledim. Birincisini bir dikişte içtim. Sonra ikincisinin yarısını. "Seni hatırlıyorum," dedi iri genç, “neydi senin meselen?" "Cilt. Hassas." "Beni hatırladın mı?" diye sordu. "Hatırlıyorum seni." "Hiç geri gelmezsin sanmıştım." "Geldim. Küçük oyununu oynayalım." "Öyle mi? Burda, Teksas'ta oyun oynamayız yabancı. Teksaslılar'ı boktan buluyor musun hala?" "Bazılarını." Yine masanın altındaydım. Masanın altından çıkıp doğruldum ve dışarı çıktım. Geneleve yürüdüm.
BİR DOLAR VE 20 SENT  
“ruhundan geriye pek bir şey kalmamışsa ve bunun farkındaysan, biraz ruhun vardır yine de. sonra kumlara oturup suya bakardı ve suya bakınca her şeye ZOP inanılırdı, Çin diye bir ülke olduğuna veya ABD veya Vietnam gibi bir yere, bir zamanlar çocuk olduğuna, hayır, aslında buna inanmak zor değildi, onu unutamazdı, bir de erkeklik çağını; işler ve kadınlar, sonra kadınsızlık, ve şimdi işsizlik.”
Reklam
25 PEJMÜRDE SEFİL
“köpeğimi o sokakta gezdirirdim sürekli, kakasını yaptığı boş bir arsa vardı orda. her şey mahvolmuştu, kalan gazeteleri, otoyolun girişinde terk edilmiş bir arabanın arka döşemesine fırlattım, araba aylardır ordaydı, tekerlekleri gitmişti, ne anlama geldiğini bilemiyordum ama gazeteleri fırlattım arka döşemeye, sonra köşeyi dönüp, evime girdim. Kathy hâlâ uyuyordu, onu uyandırdım. “Kathy! Kathy!” “aa, Hank... her şey yolunda mı?” köpek koşarak geldi, kafasını okşadım, “o orospu çocukları ne yaptılar biliyor musun?”
25 PEJMÜRDE SEFİL
“ayağa kalkıp zulama gittim. 180 dolar paramız kalmıştı, daha güç durumlarda bulunmuştuk, birçok kez, ama fabrika ve depoların yolu görünmeye başlamıştı bana, onu da bulabilirsem, bir onluk aldım, köpek hâlâ hoşnuttu benden, kulaklarını çektim, çok para veya az para fark etmiyordu onun için. nefis bir köpek. evet. yatak odasından çıktım. Kathy aynanın karşısında dudaklarını boyuyordu. kıçına bir çimdik atıp, kulağının arkasından öptüm.”
25 PEJMÜRDE SEFİL
“atom bombası yoldaymışçasına oynuyordum, on bin yapmayı hedefliyordum, olmayacak şeyler denedim, tek doğru tahminde bulunamadım. 500 dolar içeri girmiştim, yanıma aldığım paranın tamamı, cüzdanımda bir dolarım vardı, ağır ağır sürdüm arabayı, korkunç bir cumartesi gecesi olacaktı, arabayı park edip arka kapıdan girdim.”
25 PEJMÜRDE SEFİL
“dışarı çıkıp arabaya bindim ve geri viteste saatte 50 kilometre ile parktan çıkarken sol çamurluğum çitin bir kısmını ve öndeki evden bir miktar sıva götürdü, gömleğime kan bulaşmıştı, mendilimi çıkarıp kaşıma tuttum, hipodromda kötü bir cumartesi bekliyordu beni. tepem atmıştı.”
Reklam
25 PEJMÜRDE SEFİL
“Kathy! heyy, Kathy! Kathy!” kapıyı ben açardım, üstümde sadece don. “aaa, şey sanmıştım...” “ne istiyorsun lan?” “sanmıştım ki Kathy. “Kathy sıçıyor, mesajın var mı?” “ben... köpeğiniz için kemik getirmiştim.” elinde koca bir torba dolusu tavuk kemikleri, “bir köpeğe tavuk kemiği vermek, çocukların elma şekerlerine kırık jilet parçaları koymaktan farksızdır, köpeğimi öldürmeye mi çalışıyorsun lan?”
PİS MORUĞUN NOTLARI’NDAN SEÇMELER  
“ağlamayı kesti, sonra son bir kez tüm saksıları indirdik, banyoya gidip şarkılar mırıldandı, işe gitmeye hazırlanıyordu. o gece taşınmasına yardım ettim, o evde kalmak istemiyordu, hüzünleniyormuş. pis kancık, dönüşte bir gazete alıp küçük ilânlarda bana uygun işlere baktım: sevkiyat memuru, depocu, kapıcı, sakata bakıcı, telefon rehberi dağıtıcısı, sonra gazeteyi yere atıp dışarı çıktım, bir şişe viski alıp bir milyon dolara güle güle dedim, birkaç kez gördüm onu”
KOCA GÖTLÜ ANNEM
“haklarıma tecavüz ediyorsunuz, arama izniniz olmadan buraya giremezsiniz, kendi iradenizle giremezsiniz buraya, neyiniz var sizin?” “bunların hangisi senin annenmiş?” “götü büyük olan.” diğer polis zinciri çıkartmak üzereydi, parmağımla aşağı ittim tekrar. “hadi, bırak da girelim, konuşacağız sadece.” “ne hakkında. Disneyland’ın harikaları hakkında mı?”
KOCA GÖTLÜ ANNEM
“İki iyi kızdılar, Tito ve Baby, ikisi de 60 gibi görünüyorlardı ama 40’larındaydılar. şarap ve üzüntü, ben 29 yaşındaydım ve 50 gibi gösteriyordum. şarap ve üzüntü, daireyi 1 önce ben tutmuş, sonra onlar taşınmışlardı, yönetici hoşnut değildi, biraz gürültü oldu mu hemen polis çağırıyordu, tedirgindik, klozetin ortasına işemeye korkuyordum.” Alıntı: Charles Bukowski. “Büyük Zen Düğünü”. iBooks.
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.