Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Büyük Zen Düğünü

Charles Bukowski

Büyük Zen Düğünü Sözleri ve Alıntıları

Büyük Zen Düğünü sözleri ve alıntılarını, Büyük Zen Düğünü kitap alıntılarını, Büyük Zen Düğünü en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hiçbir şey ilk kez yaşanmadan inabılır olmaz - atom bombası veya Ruslar’ın uzaya insan yollaması veya Tanrı’nın dünyaya inip kendi yarattığı insanlar tarafından çarmıha gerilmesi. Gelmekte olan şeylere kim inanır? Son ateş zerresine? Uzay gemisindeki 8-10 kadın ve erkek, Nuh’un yeni gemisi, insanlığın yorgun tohumunu başka bir gezegene ekmek? Ve bu battaniyenin beni öldürmeye çalıştığına inanacak kadın veya adam nerede?
Sayfa 41 - Parantez YayınlarıKitabı okudu
KOCA GÖTLÜ ANNEM
“şimdi geldi, tamam, kapıyı aç yoksa kırarız!” Tito ve Baby yemek odasının bir köşesine kaçtılar, diz çökmüş titriyorlar, elleri ile, yaşlanmış, buruşmuş, kaçık ve şarapçı vücutlarını örtmeye çalışıyorlardı, aptalca sevimliydiler, “aç şu kapıyı dostum, son bir buçuk haftada dört kez geldik buraya ve hep aynı şikâyet, insanları içeri tıkmaktan hoşlandığımızı mı zannediyorsun?” “evet.” ‘Yüzbaşı Bradley siyah veya beyaz olman bir şey değiştirmez diyor.”
Reklam
KOCA GÖTLÜ ANNEM
“ikinizi de istiyorum, ama ikinize de BOŞALAMAM! ve karar vermeye çalışırken, kendimi tutabilmek için bir ölüm ve ıstırap dehşeti yaşıyorum! kimse anlayamıyor mu çektiğim acıyı?” “hayır, bana ver bitsin!” “hayır, bana, bana!” SONRA KANUNUN KOCA YUMRUĞU, bang! bang! bang! “hey, neler oluyor orda?” “yok bir şey.” “bir şey yok mu? bu inlemeler, bağırmalar, çağırmalar nedir?”
25 PEJMÜRDE SEFİL
“biraz da bira ve puro. yemeği ben gözlerim.” önlüğünü çıkarıp bir an için banyoya girdi, bir melodi mırıldanıyordu, bir dakika sonra iskemlede oturmuş topuk seslerini dinliyordum, bir tenis topu vardı, topu alıp yere öyle attım ki, duvara çarpıp havalandı, köpek, bir buçuk metre uzunluğunda, bir metre yüksekliğindeydi, yarı kurt, havaya sıçradı, dişlerinin sesi geldi ve yakalamıştı topu, tavana yakın bir noktada, bir an için havada asılı kaldı, ne harikulade köpek, ne harikulade bir hayat, yere indiğinde yemeğe bakmak için kalktım, iyiydi, her şey iyiydi.”
25 PEJMÜRDE SEFİL
“kendime göre bir namım vardı mahallede: kumarbaz, içkici, rahatına düşkün, kadınların sırtından geçinen biriydim, şimdi, sırtımda pis bir torbayla mı GÖRÜNECEKTİM? reklam gazetesi dağıtırken? köşede bıraktılar beni. tamdık bir çevre, hem de nasıl, çiçekçi, bar, benzin istasyonu, her şey... köşeyi dönünce, içindeki sıcak yatakta Kathy’nin uyuduğu evim. köpek bile uyuyordur. neyse, diye düşündüm, bugün pazar, kimseler görmez beni. geç saatlere kadar uyurlar, koşarak dağıtırım şunları, ve öyle yaptım.”
Düşkünler Koğuşunda Yaşam Ve Ölüm    
“Beni bir siyah ve bir beyaz ile aynı odaya koydular. Beyaz adama her gün taze güller yolluyorlardı. Gül yetiştirip çiçekçilere pazarlayan biriydi. O sıralar gül mül yetiştirmiyordu. Siyah olan benim gibi iç kanama geçirmişti. Beyaz adamın kalbi kötüydü, çok kötü. Öylece yatıp duruyorduk ve beyaz adam gül yetiştirmekten söz edip duruyordu; bir sigara için neler vermezdi. Ben artık kan kusmuyordum. Şimdi kan sıçıyordum sadece. Yırttığımı hissediyordum. Bir kan şişesini yeni boşaltmıştım ve iğneyi çıkarmışlardı.”
Reklam
Düşkünler Koğuşunda Yaşam Ve Ölüm    
“Bay Bukowski,” dedi, “size daha fazla kan veremiyoruz. Kan krediniz yok.” Gülümsedi. Beni ölüme terk edeceklerini bildiriyordu bana. “Peki,” dedim. “Bir rahip görmek ister misiniz?” “Ne için?” “Giriş kartınızda Katolik olduğunuz yazılı.” “Öylesine yazdım.”
Düşkünler Koğuşunda Yaşam Ve Ölüm    
“Tabii ki tek besinim süt olduğu ve midem yırtık olduğu için makata fazla bir şey yollayamıyordum. Bir hemşire bana sert bir rosto ile yarı haşlanmış havuç ve yarı püre halinde patates teklif etmişti. Reddettim. Boş bir yatağa ihtiyaçları olduğunu biliyordum. Neyse, sıçma isteğim geçmiyordu. Tuhaf. Ordaki ikinci veya üçüncü gecemdi. Çok güçsüzdüm.”
Düşkünler Koğuşunda Yaşam Ve Ölüm    
“Hemşire ayağa kalkmama yardım etti ve makinenin sivri ucunu göbeğime dayadılar tekrar. “Duramıyorum,” dedim, “galiba ölüyorum.’ Ayakta duramıyorum: Üzgünüm ama duramıyorum.” “Kımıldama,” dedi teknisyen, “öyle dur.” “Kımıldama,” dedi hemşire. Düştüğümü hissettim. Sırt üstü düştüm tekrar.”
Düşkünler Koğuşunda Yaşam Ve Ölüm    
“Tamam Albay Sanders, sabah kaçta tekmil veriyorum?’ dedi. Gülümsüyordu. ‘Sabah 6.30,’ dedim ona ve kepini alıp gitti. ‘Müthiş iyi bir çocuk bu, Martha,’ dedim ve paraları saymak için kasaya gittim. Kasa BOŞTU! Ve diğer iki günün hasılatının içinde olduğu puro kutusu gitmişti, onu da bulmuştu.”
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.