Büyünün Rengi Reviews
You can find Büyünün Rengi reviews, Büyünün Rengi book reviews, Büyünün Rengi ratings on 1000Kitap.BÜYÜNÜN RENGİ || YORUM
#masaldankitaplik
Çok keyifli bir kitabın yorumuyla sizlerleyim. Aslında 41 kitaplık kocaman bir DiskDünya serisinin ilk kitabı oluyor. Kitabımız çok farklı bir evrende geçiyor. Al’tuin denilen bir kaplumbağanın üzerindeki 4 filin taşıdığı disk şeklinde bir dünyadan bahsediyoruz burada. İlk duyduğumda oldukça şaşırmıştım açıkçası. Gerçekten
Diskdünya'nın ilk kitabını sonunda okudum. Seriye ilk olarak Bekçi alt serisiyle başlayıp, ilk iki kitabını bitirmiştim. Ama Büyünün Rengi'ni okumadığım için bir şeyler kaçırdım hissi vardı hep içimde. Büyünün Rengi'ni okuduktan sonra Diskdünya Evreni'ni daha iyi anladım, bazı şeyler daha anlamlı geldi bana. Yine de Bekçi serisiyle başlamak benim için doğru bir tercih olmuş.
Bu kitabı çok beğenmeme rağmen bazı yönlerden zayıf buldum, herkese hitap etmeyen bir tarzı var. Oysaki Bekçi serisi öyle değildi, okuyucuyu kolayca içine alan bir tarzı vardı. İlk kitap olduğu için herhalde yazarın tarzı bu kitapta tam oturmamış.
Rincewind ve İkiçiçek karakterlerini sevdim, serinin geri kalanını da en kısa zaman içinde okuyacağım.
En son ne zaman fantastik bir kitap okumuştum açıkçası hatırlamıyorum. Ancak Delidolu yayınlarının böyle bir serisinin olduğunu görünce okumak istedim. İtiraf etmeliyim ki, en kötü öğrencilerime tavsiye ederim demiştim başlarda :)
Evet otuz yaş için biraz geç bir kitap. Muhtamelen bu kitabı 15-19 yaşlarında okusam aldığım keyif çok daha fazla olurdu. Yine de korktuğum gibi olmadı. Başlarda tarza uyum sağlamakta zorlandım ve hiç devam etmesem mi diye düşündüm , ancak okudukça hikayeye ısındım. Belli aralıklarla seriyi okuyabilirim diye düşünüyorum. İlerde Öykü fantastik kitaplara ilgi duyarsa kütüphanemizde bu serinin bulunmasını isterim. Genç hissettiren kitaplardan , okumanızı tavsiye ederim.
Bu arada çok ilginç ancak yer yer İhsan Oktay Anar okuyormuşum hissi uyandı bende. Kitaba devam etme nedenim de buydu zaten. Bambaşka bir üslup ve tarz olmasına karşın gerçeküstülük belki bu hissi uyandırdı bilmiyorum ama beni mutlu etti bu durum.
Çakışan Kuvvetlerden Doğan Evren
Diskdünya’ya giriş kitabımızı okuduktan sonra nereden başlayacağımı kestiremiyorum. Eğlendiğim çok fazla nokta oldu. Gerçekliğin hayalle çarpışmasından doğan bu kurgu da incelikle düşünülen epey unsur var. Dünyanın mekanizmasında bildik kuralların tekrar oluşturulduğuna şahitlik ediyoruz. Keza parantez içlerinde destek bulabileceğimiz birçok açıklama da mevcut.
Benim için ana problem kurgudaki girift yapı oldu. Akışı severim lakin bu kadar hızlısı ve arka planında çok daha fazla olayın olması sebebiyle biraz yorucuydu diyebiliriz. Takibi güç diyemem ama akışta nereye savrulduğunu kestirememekten bir yerden sonra keyif almadığımı fark ettim.
İkinci kitapla da devam etmek niyetindeyim. Ama Terry Pratchett’ın hayal kurma gücünün sınırsızlığına diyecek bir şeyim yok. Özellikle diyarı şekillendirme biçimi reel dünyayla kesişim noktaları en çok hoşuma giden noktalardı. İkiçiçek minik turistimiz sigorta, ekonomi gibi kavramları Rincewind’in hayatına sokup ikisinin de başına sonsuz bir bela açıyor.
Hanım ile Felek arasındaki kumarı izlemek, Ölüm’ün inatçılığı gibi birçok farklı detay mevcuttu. En sevdiğim kısımda Ejderdağı’nda geçen bölümdü. Ejderhaların yaratım süreci ekstra güzeldi. Bir de Tethis’in gelgitlerden etkilenmesi hoşuma gitmişti.
BAZEN KENDİ DÜNYANA DÖNMEK İSTEMEZSİN
Kitaba kelimenin tam anlamıyla bayıldım. Okuması aşırı keyifliydi ve hiç elimden bırakmak istemedim. Yazar kendi kurduğu dünyaya sizi çok çabuk adapte ediyor. Ufak açıklamalarla her şeyi hemen anlıyor ve mantığını oturtuyorsunuz. Karakterleri tanımak da çok eğlenceliydi ama bence tek eksik karakterlerin iç dünyalarına yeterince değinilmemesi. En azından iki baş karakterimizi daha detaylı tanıyabilirdik. Bunların haricinde yer yer güldüğümü, yer yer ise şaşırdığımı söyleyebilirim. Kitabın bizim kendi dünyamıza yaptığı göndermeler ve karşılaştırmalar da harika. Okumak isteyen herkese tavsiye ederim.
Dikkat spoiler içerir.
Büyük kaplumbağa A'Tuin tarafından tutulan Diskdünya'da bir şehre İkiçiçek adında bir turist gelir. İmparatorun şehrinden gelen bu adam kendince basit bir memurdur ve az bir para ile gelmiştir ama geldiği şehirde bu para büyük bir servet demektir. Farklı bir dil konuşan İkiçiçek bir hana girer ve burada Morpork şehrinin en beceriksiz sihirbazı Rincewind ile karşılaşır. Pek çok dili bilen Rincewind onunla konuşur ve isteklerini hancıya iletir. Bu iş için para alacak olan Rincewind'in peşinde Ölüm vardır ama bir şekilde onu atlatır. İkiçiçek'in bir de ayakları olan bir sandığı vardır ve sahibi nereye giderse o da oraya gitmektedir. Bir gün ejderler tarafından Solucandünya'ya götürülürler. Burada yanlarında bulunan haydut Hrun da vardır. Zor da olsa oradaki büyük düşmanları yenerler ve kaçarlar. Ama bu sefer de kendilerini dünyanın kenarında bulurlar. Bir deniz ifriti onları bulup yanına almıştır. Köle olmamak için ondan da kaçarlar ama bu sefer de Krull şehrinde kurban edilmek üzere yakalanırlar. Acaba burada neler olacaktır? İkiçiçek ve Rincewind beraber bu badireyi de atlatacak mıdır? Kendi üzerlerine oyun oynayan Leydi, Kader ve diğerleri ne yapacaktır? Ölüm, Rincewind'in canını alabilecek midir? Keyifle okunan bir roman.