You can find Most Liked Buzul Çağının Virüsü quotes, most liked Buzul Çağının Virüsü book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Kitap baştan sona bilinç akışı. Ve yazarın da karakterin de bilinci o kadar karışık ki... Elbette postmodern bir roman olay değil teknik merkezli olmalı. Tamam. Ama gerçek şu ki, okuyucuyu fazlasıyla yoruyor. Bir Faik yakaladım diyorum, pat Faik gidiyor Osman geliyor. Osman kim ulan derken biri ölüyor, cenazesi oluyor . Bir şey okudum ama ne okudum bilmiyorum. Yazar bence şairlikten dönme. Çünkü dikkat ederseniz çoğu yerde kafiyeli noktalanan ifadeler var. Velhasıl adını öğrencilerimize anlatıyoruz lakin kitabını pek sevemedim üstat , bağışla...
Kurdu Takip Eden Çakalın Körlüğünün Zamansal Paradoksu
Zaman,hiç böyle zamansız bir zamana denk gelmemiş, o zamanın zamansızlığı bütün bir hayata, zamanın zamandan ayrılarak kaybolduğu bir zaman yaşatmamıştı.Insanların etrafından dolanırken, hayatları imece usulüyle mahvedilmiş olanları tez ayırt edemeyiz çoğu zaman.
Kurtlar ,uzun yürüyüslerinin sonuna yaklaşmış olduklarının bilincinde olsalarda,
Vüsat O. Bener, Çağdaş Türk Edebiyatının sessiz kalemi.. 1950 kuşağının önemli yazarlarından.. Oğuz Atay'ın en yakın arkadaşı hatta "Tutunamayanlar" kitabının taslağını ilk okuyan şanslı kişi..
Yazarın okuduğum iki kitabında da ölüm ve karamsar ruh halinin bilinç akış tekniğiyle yazıldığını deneyimledim. Bunda yazarın genç yaşta doğum sırasında kaybettiği ilk eşi ve doğumdan sonra yaşatılamayan çocuğunun etkisi muhtemel..
"Buzul Çağının Virüsü" okuması ciddi olarak zor, hakkında doktora tezi yazılmış ve araştırmalara konu olmuş bir roman; bir o kadar da eleştirilmiş.. Kitapta birbiriyle bağlantılı 5 konu var ancak konular birbirini takip etmiyor, bölümleri ayırıp okumak gerekli ve her bölümde anlatıcının değişmesi de bir hayli zorluyor. Eseri genel olarak değerlendirdiğimde Oğuz Atay'ın Tutunamayanlar kitabının aksine bir virüs misali başkalarına tutunarak, onların yaşamının içine girip hayatını idame ettirmeye çalışan bir Osman karakteri görüyoruz..
21 kısa öyküden oluşan "Kapan" ise karamsar ruh halinde yazılmış, kısa ancak vurucu cümlelerle bir solukta okunabilecek bir öykü kitabı.. Yazarı okumak isteyenlerin diline aşina olabilmek adına bu kitapla başlamasını tavsiye ederim
Okuma hızımı 0.5'e ayarladım istemsizce. Bir saatte 25 sayfa okumuşum tuhaf, iki gün elimden düşmedi de yeni bitti kitap, oysa hepi topu 217 sayfa. Öyle güzel yazılmış yerler var ki az hızlı okusam kaçıracak gibi oluyorum, üstelik anlaması da oldukça güç. akıp gitti diyeceğim şimdi tuhaf olacak. Öyle ama...
ve en hayranlık uyandıran
Bu kitabı okumadınız mı? Bırakın hayatın geri kalan tüm akışını ve alın bu kitabı elinize 2 gün çıkmayın odadan yanınıza bir lügat alın kesinlikle... Ne mi bu kitabın olayı abi o nasıl bir dili kullanmak o nasıl kelimelerle oynamak... Şimdi diyorumki ulan hikmetsiz hikmet sen cahil aklınla kelime yetersizliğinle anlayamıyorsun karışık geliyor hadi diyelim öyle. Ama hem o kadar uzun hem o kadar devrik hem okadar derin hem o kadar manidar ve yabancı cümleler kurmak... Bu kitap işte tam olarak bunu vaad ediyor. Tam bir cambaz bener. Kelimeler ne kadar yetersizse bener o kadar yetenekli. Adeta kötü malzemelerden mükemmel yemek yapan bir aşçı gibi.
Bir solukta okumayı sakın denemeyin. Günlerimi aldı okuması anlaması.. Tam bir karalama defterine döndü kitap ama gerek olayın kurgusu gerekse cümleler... 2.defa bir yazarın mezarını ziyaret etme isteği bu kitapta doldu içime.
Spoiler olabilir alt taraf
Ayrıca kitabın adını buzul çağın virüsündeki virüsün neden virüs olduğunu buzul çağın ne demek olduğunu öyle yedirmişki kitabın içine ismi ilginç ve hatta itici gelen bu kitabın ismi şu an bence konulmuş en kaliteli isimlerden birisi. İyi ihtimalle cennette ya da kötü ihtimalle cehennemde beneri bulup bu kitap üzerine konuşacağım.
Vüs'at O Bener'i tanımak adıma ilk bu eseri okuyacaklar daha elli sayfa ilerleyemeden kitabı bir kenara bırakabilir. Devrik cümlelerin sıklığı ve iç diyologlara çok sık başvurulması kitabın akıcılığını tökezlemekte. Kitabi sindirebilmek için pek çok farklı etkeni içinde barınmadırmasını sayfalar ilerledikçe fark edeceksiniz. Konu olarak dönemin siyasal baskısının içinde kavuşmanın imkansızlığını barındıran bir aşk hikayesi diyebilirim. Dilinin pürüzlü yapısından dolayı bir an önce bitsin diye hızlıca okunurken tam tat almaya başlarken bitmemesi adına ağır hareketlerde bulunmak her okurseverin başına gelebilecek bir durum
