You can find Çağdaş Fikir Akımları (3 Cilt Bir Arada) quotes, Çağdaş Fikir Akımları (3 Cilt Bir Arada) book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Kilise ahmakça tavır alarak insanda var olan birbirini tamamlayıcı iki fıtrî özelliği birbirinden ayırmaya kalkıştı ve insanlara şöyle seslendi: “Sizler dindar olmak istiyorsanız, ilmi terk edeceksiniz!”
Tarih boyunca görülegelmiş bütün cahiliyeler kadını gerçek görevi dolayısıyla ayıplamış ve onu bu görevi dolayısıyla erkeğe karşı aşağılık duygusuna itmiştir. Oysa yüce Allah’ın indirmiş olduğu vahiy şöyle buyurmaktadır:
“Biz, insana, ana-babasını tavsiye ettik. Anası onu nice sıkıntılara katlanarak (karnında) taşıdı. Onun (memeden) ayrılması da iki yıl içinde olmuştur. (Onun için Biz, insana) ’Bana ve ana-babana şükret, dönüş Bana ’dır. ’(diye Öğüt verdik.)” (Lokmân, 14)
Maddenin maddeyi yaratabileceğini söyleyen hangi mantık, hangi ilimdir? Ya da niteliği ne olursa olsun yaratanın, kendisinden daha üstün bir şeyi yaratabileceğini ve yaratılanın yaratan üzerinde hegemonya kuracağını, hangi ilim ve hangi mantık, nasıl söyleyebilir?
Onlar, insanın maddenin bir ürünü olduğunu söylerler. Peki, insan maddeden nasıl çıktı? Onu kim çıkardı? O, maddeden çıktığına göre, maddenin üzerine hegemonya kurmaya ve onda istediği gibi tahakküm etmeye nasıl muktedir olabildi?
İşin başında şöyle denmişti: “Arkadaşlık, evliliğin bir hazırlığıdır... Bu yüzden onun masum olup olmamasını göz önünde bulundurmaksızın serbest kılınması gerekiyor ki evlilik ileride sarsılmayacak sağlam temeller üzerine oturtulabilsin.”
Daha sonra hedefin evlilik olmadığı açıkça ortaya çıktı. Çünkü hayatı oyuncak gören erkeğin veya kızın niyetinde evlilik diye bir şey yoktu. Olan, evlilik için değil, arkadaşlık için arkadaşlıktı... Karşılıklı olarak yararlanmak ve hayatta hoşça vakit geçirmek için arkadaşlık...
Bunun arkasından bir adım daha geldi. Bu sefer işçiler toplu grevlere gitmeye başladı. İş saatlerinin düşürülmesini ve ücretlerinin arttırılmasını istiyorlardı. Fakat kapitalizmin yazılı olmayan anayasasında şu öngörülmektedir: Her zaman için bir işsizler ordusu daima hazır bulunacaktır. Çalışan işçiler greve gittikleri zaman bir taraftan işin durmaması için bunları kullanacaklar, diğer taraftan da grev hareketlerini kırmak ve sonunda da işçileri küçük düşmüş olarak işlerine geri dönmek zorunda bırakmak için yedekte tutacaklardır.
Avrupa Kilisesinin inançla ilgili konulardaki tavrı arasında tam bir farklılık vardır. Çünkü Avrupa Kilisesi evvelâ “sır” dediği şeyleri inancın temeli olarak ortaya koymuş, bunların anahtarlarına yalnızca kendisinin sahip olduğunu ileri sürmüş, arkasından da insanlara şöyle demiştir:
“Bizler size anahtarı asla vermeyeceğiz. Sizin göreviniz bu sırları bizim size sunduğumuz gibi kabul edip onlara sorgusuz, sualsiz, tartışmasız olarak inanmanızdır. Aksi takdirde sizler doğru inançtan sapan bid’atçi kimseler olursunuz ve kıyamet gününe kadar da lanet altında kalırsınız.”