Çağrı

Ramiz Ongun

Çağrı Gönderileri

Çağrı kitaplarını, Çağrı sözleri ve alıntılarını, Çağrı yazarlarını, Çağrı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
111 syf.
·
Puan vermedi
·
11 saatte okudu
2003 yılında yapılacak olan Milliyetçi Hareket Partisi genel başkanı seçimlerine aday olan Ramiz Ongun gerek Parti Genel sekreterliğini yapması ve daha başka görevleri gerek 70'li yıllarda ülkü ocakları genel başkanlığı yapması ile ve daha başka hizmetleri ile liyakatlı bir adam olduğunu göstermiştir. Milliyetçi Hareket Partisi'nin Ecevit ile yapılan (sanırım 99'da) koalisyonu ile devamında Türkiye genelindeki krizlerin sıkıntıların ve 3 Kasım seçimlerinde görülen Milliyetçi Hareket Partisi'nin Bir de 18 oyu yüzde on düşerek %8 e inmesi ile birlikte genel başkanın değişmesi daha iyisini yapabileceğini düşüncesi ile kendi adaylığını koyan Ramiz Ongun Bu düşüncelerini anlatan çok yerinde haklı tespitleri barındıran o yüzden beğendiğim bir kitap
Çağrı
ÇağrıRamiz Ongun · Poyraz Ofset · 20031 okunma
Dokuz Işığın ilkelerinden biri ilimcilik'tir. İlim her konuyu tartışır, sınırsız ve yasaksız olarak tartışır... Dokuz Işık'daki hürriyetçilik ve şahsiyetçilik le tartışma yasakçılığı bir arada olabilir mi? Hür ve şahsiyetli insan düşünen Düşüncelerini ifade eden ters düşüncelere karşı çıkabilen insandır
Reklam
Fikirleri politikaları tartışmayanlar ancak Ölüler ve beyinsizlerdir. Görünenleri tartışmayanlar ancak körlerdir. Fikirleri ve fiilleriyle tartışılmayacak insan yoktur
1970'li yıllarda milliyetçi hareketin üç önemli dayanağını ve birliğini temsil eden üç unsuru ifade etmek için kısaca Lider doktrin təşkilat üçlemesi şeklinde kullanılırdı. Sonradan yozlaştırılarak "Bunlar tartışılmaz" gibi bir anlayış peydahlanmıştır.
Merhum liderimiz Türkeş'in bizlere verdiği ve hep tekrarladığı bir öğüt vardı: "bin dost az, bir düşman çoktur..."
Reklam
2003'den bir ileri görüş
Iktidarda bulunan siyasi kadronun... dışarıdan destek alarak içeride kuvvetlenmek stratejileri; Türkiye'ye ağır yaralar açacaktır. Bu ekibe verilen dış desteğin ağır bedelini Türkiye ödeyecektir.
Yunanistan 1830 yılında kuruldu. Mora Yarımadası'nda ibaret küçücük bir devletti. 90 Yıl içinde, her fırsattan yararlanarak adım adım büyüdü. En son, 1947'de, bizim kara sularımızda olanla 1912'de İtalya'nın bizden aldığı 12 adayı elde etti. Bütün bunları masa başında, Avrupa'nın desteği ile kazandı.
Türk tarihinin en büyük soygun devrini yaşamaktayız. Türkiye, apaçık ve düpedüz soyulmaktadır. Böyle bir soyguna dayanabilecek ülke, dünyada yoktur.
Türkiye'nin ekonomisi neden hiç düzelmiyor? Neden bataktan çıkamıyoruz? Bunun asıl sebebi, siyasi buhrandır. Kötü yönetimdir.
Reklam
Nedir?
IMF böyle istiyor... Dünya Bankası böyle şart koşuyor... Türkiye böyle yönetiliyorsa Türk politik ve idari kadroları ne iş yapar? Bunların varlıklarının manası nedir?
Her gelen iktidar, öncekine rahmet okutmuştur.
Siyasi partilerin hepsinde despotlar kadrocu Çapsız ufuksuz lider ve takımların yönetimi ele geçirmiş olması bu siyasi/ idari krizin temel sebebidir.