Çal Çoban Çal

Süleyman Nazif
Yapmak için girdiğimiz yerleri asla yıkmadık. Eğer memleketimizde harâbe varsa... Eğer tarîk-i temeddünde geri kalmışsak sebeplerini bizde değil, hariçte arasınlar. Atalarımızın bastığı yerlerde yalnız otlar değil, kasabalar, şehirler de bitiyordu.
İnönü Zaferi'ni süngüsüz tüfenginin dipçiğiyle yazmış bir ordu...
Reklam
-Çal çoban çal!.. Ne Ertuğrul gibi oğlun öldü ne Sivas gibi şehrin yıkıldı!.. Bir insan sürüsünün tali'siz çobanından bir koyun sürüsünün gamsız çobanına tevcih edilmiş olan bu hitab-ı tahassür kadar hiçbir mersiye, hiçbir nevha, oğlu ölmüş bir baba ile memleketi yıkılmış bir hükümdarın gönlündeki evcâ'u alam tercüman olamaz
- Çal çoban çal!.. Bu yüksek dağlar, bu geniş ovalar, bu şarkılar söyleyen dereler, bu öten ormanlar, bu yer, bu gök senin, hep senin, mü'ebbeden senindir.
Reklam
Piyer Loti Türk'ün kanında doğmadıysa da kandan daha kuvvetli ola îmânından mütevellid bir Türk oğludur.
Kaç yüz sene oluyor bilmem!.. Güneşli, fakat benim için kapkara bir gündü. Alkışlar, fetih askerlerinin beş yüz senelik tekbirlerini susturmuş, bayraklar, livaü'l-ham-i İslâm'ın birkaç sâ'at başını önüne eğdirmişti. Kurulan tâk-ı zaferlerin altından geçen bizimkiler değildi!.. Vatanımın pâyitahtını çiğneyen atların ayakları, öyle hissettim ki, benim kalbimde eşiniyor. Çünkü o ayakların altında ezilen şey toprağım ve târîhim idi.
Dünya yüzünde hiçbir kimse, mensûb bulunmadığı bir milleti Piyer Loti'nin Türk'ü sevdiği kadar sevmemiştir.
Yunan'ın ayağı Bursa'yı çiğnediği gün ben uzak ve siyah bir gurbette idim. Akdeniz'in şimâl-i şarkından mıntaka-i cenûbuna kadar olan mesafeyi bir anda kat' eden her haber, bir yıldırım gibi, beynimi bir kere daha sersemlettirdi. Ben orada son bir teselliyetten de mahrûm idim; çünkü Bursa'yı çiğneyen ayak Sivas'ı tahrîb eden bir ayak gibi dîn-dâş ve mert bir düşmanın değildi. Hele Venizelos'un oğlunu Orhân'ın mezârı önünde 'ârsızca durmuş gösteren fotoğrafının İstanbul gazetelerinden birinde gördüğüm nüshası gözlerimden yaş getirmişti. Yıldırım'ın kaval çalan çobanına hâfızam her rast geldikçe, -Sus çoban sus! Evin, barkın, yerin, yurdun yıkılmadı!.. diyorum
Reklam
Büyük dost denildiği zamân, emînim ki, her Türk'ün hâtırına Piyer Loti gelir. O terkîb-i vasfîye Türk'ün kalbi ve şükrânı Türk diyârında bir ism-i hâs şeklini vermiştir. Anadolu'nun en ücrâ köşelerine gidiniz: Herkes Piyer Loti'nin ismini bilir. Ve herkes bu ismin müsemmâsını derin ve bî-pâyân bir muhabbetle sever.
Çal çoban çal!.. Ne Ertuğrul gibi oğlun öldü ne Sivas gibi şehrin yıkıldı!..
Sayfa 15 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
-Çal çoban çal!.. Ne Ertuğrul gibi oğlun öldü ne Sivas gibi şehrin yıkıldı!..
Yıldırım'ın mâtem-i muzâ'afını Bursa civarında melûl u mahzûn dolaştırırken tesadüf ettiği kaval çalan çobana olan şu sözü gelir: -Çal çoban çal!... Ne Ertuğrul gibi oğlun öldü ne Sivas gibi şehrin yıkıldı!...
Sayfa 25 - Palet YayınlarıKitabı okudu
"İhtiyar, genç, çocuk, kadın, erkek, zengin, fakir bütün fertlerinin hayatını ve kuvvetini saçarak kurtardığı bir istiklal ve bir hürriyet; artık idealsiz, vatansız, hissiz, haysiyetsiz, soysuzlaşmanın dibine vurmuş mahlukların keyif ve hevesine mahkûm olamaz."
Sayfa 29 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Resim