fırlatmıştım kalbimi uzağa, en uzağa
denk gelir de rastlar bir yıldıza
yanılıp susturdum ağrımın çağrısını
çağrımın köhnemiş ağrısını
"aldırma!" dedim oğlum: yine dağdır dağ
konup göçen kurdun kuşun rahmına
ayazda da, güneşte de yine dağ!
yazılırken
ayrılık
ihanetin hiç dinmeyen yasına
burada yatıyorum... burada!
ellerime benzeyen eller, gözlerime benzeyen gözler
ve aşkıma benzemeyen aşkların arasında
burada yatıyorum boylu boyunca
barakır na'çar bir aşkın büyüyen yarasına...
dünya sığmıyor insana havel
yüzlerdeki, yüreklerdeki maske
parada kir, suda klor, havada nem
yüksek borsa, alçak basınç
ve kanun hükmünde ihanetler, sahtekar jestler
/insan, sığmıyor insana havel!/