Eserin bir roman olmadığını, aldığı öykü ödülünü kitabı bitirdikten sonra görmem üzerine anladım. Çünkü bazı hikayelerin birbirlerini yapboz gibi tamamlaması veya birbirinin devamı gibi olması biraz kafa karıştırıcı. Her birine ayrı bir öykü nazarı ile bakmak daha güvenlik veriyor insana.
Tarihi kurguları sevmem. Ancak yazar burada örnek bir tarihi tablo sunmuş önümüze. Olaylar Mısır'da geçmesine rağmen bu ülkenin veya coğrafyanın ismi anılmıyor. Tarihte tek tanrı inancını bilinen ilk kabul eden firavunu konu edinmesi, sonrasında yaptığım araştırmalarla benim için kazanç oldu.
Yazarın klasik üslubu, şiirsel, havada, muğlak... Çok dikkatli okumak gerektiriyor.
Bazen Bekiroğlu'nu okuyunca neden popüler kadın yazar evrensel olarak nadir bulunur anlıyorum sanki; tamamen camdan duygular üzerinde hareket eden taş gemileri erkekler kolay kolay anlayamıyor üstad.