Camus Sözleri ve Alıntıları

Camus sözleri ve alıntılarını, Camus kitap alıntılarını, Camus en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kimbilir? Belki de adalet denen şey budur ve hiç kim­ senin adalet denen şeyle yüzleşecek yüzü kalmayacak ileride.
Sayfa 60
Kim? Biz mi? Ha, anladım demek istediğini... Aynı şey değil. Hiç kimsenin öldürmeyeceği bir dünya kur­mak için öldürüyoruz. Dünya nihayet masum insanlarla dol­sun diye suçluluğu üstleniyoruz.
Sayfa 59
Reklam
Albert Camus ve Jean _ Paul Sartre adları on yıl kadar bir­ likte anıldı. L'Etranger yayınlandığında Sartre edebiyat dün­ yasında ağırlığı olan bir kişiydi ve onun övgüleri genç Camus’nün tanınmasında çok yardımcı olmuştu. Paris'in özgür­lüğe kavuşmasından hemen sonraki dönemde de iki yaza­ rın adları, hem Direnişçi yazarlar hem de varoluşçular ola­ rak hep birlikte anıldı. Oysa ki, daha 1945 sıralarında, Camus, adının Sartre’la birlikte anılmasının pek yerinde olmadığını söylemiş, varoluşçu olduğu iddiasını reddetmişti. Mesleği felsefe öğretmenliği olan Sartre’ın tersine, Camus'ye her­ hangi bir biçimde felsefeci demek mümkün değildir, bu yüz­ den de onu belli bir felsefe ekolüne dahil etmeye çalışmak boşuna çabadır. Ne var ki o dönemin gevşek dokulu edebi­ yat ve gazetecilik terminolojisinde —bu terminolojide 'var­ oluşçuluk' özetle, hayatı anlamsız (uyumsuz) bulmak ama gene de yaşamayı sürdürme nedenleri icat etmek anlamına geliyordu —Camus'nün Le Mythe de Sisyphe’de ve öteki kitaplarında geliştirdiği 'uyumsuz' kavramının varoluşçulu­ ğun bir alt türü olarak nitelendiirlmesi kaçınılmazdı. Camus’ nün Sartre'dan, özellikle de La NausĞe’den ('Bulantı') etki­ lendiği ve Sartre'ın ustalarından da —Jaspers, Heidegger ve Kierkegaard— Le Mythe de Sisyphe’de sık sık söz ettiği bi­liniyordu.
Sayfa 62
Geçirdiğim bütün bu anlamsız hayatta, geleceğimin ta derinliklerinden, henüz gel­memiş yıllar içinden, karanlık bir soluk bana doğru yükseli­yor ve yaşadığım yıllardan daha gerçek olmayan yıllardan bana sunulan ne varsa, hepsini aynı düzeye getiriyordu.
Sayfa 19 - Fontana-Modern Masters dizisinin 1982’de yayınlanan 10. baskısından dilimize çevrilmiştir.
Ben hayatı değil, hayatın çok üstünde olan ada­leti seviyorum.
Sayfa 58
«Geriye kalan, tek çıkış yolu ölüm olan bir yazgıdır. Ölü­ mün bu tek kaçınılmazlığı dışında, sevinç ya da mutluluk, herşey özgürlüktür. Tek efendisi insan olan bir dünyadır bu, sürer gider. Onu bağlayan bir başka dünya düşüydü. Dü­ şüncenin yazgısı kendi kendinden el çekmek değildir artık, imgeler biçiminde sıçramaktır. Oyalanır —masallarda kuş­kusuz— ama insan acısının derinliğinden başka derinliği bulunmayan ve onun gibi tükenmez olan masallarda. Eğ­lendiren ve kör eden Tanrısal masal değil, çetin bir bilgeli­ği, yarınsız bir tutkuyu özetleyen ve yeryüzüne özgü olan yüz, devinim ve dram.»
Sayfa 32 - Fontana-Modern Masters dizisinin 1982’de yayınlanan 10. baskısından dilimize çevrilmiştir.
Reklam
«Ben hâlâ yaşıyorum.»
Sayfa 29 - Fontana-Modern Masters dizisinin 1982’de yayınlanan 10. baskısından dilimize çevrilmiştir.
«Kuzey Afrika, Doğu’lu ile Batı'lının birarada yaşadığı ender yerlerden biridir. Bu buluşma noktasında bir Ispanyolun yaşama biçimiyle Cezayir rıhtımlarında yaşayan bir Italyanın ve onları kuşatan Arapların yaşama biçimleri ara­sında hiçbir fark yoktur. Akdeniz’in dehasının çekirdeği bel­ki de Doğu ile Batı arasında doğmuş bu benzersiz tarih ve coğrafyadan kaynaklanmaktadır... Akdeniz kültürü gerçeği her aşamada varolur ve kendini gösterir. Birincisi dil bağı; bir Latin dilini konuşan kişilerdeki başka bir Latin dilini öğ­renebilme yeteneği... İkincisi, köken birliği; Ortaçağın yüce kollektivizmi, şövalye teşkilatları, dini nitelikli feodal kurum­lar, vs.»
Sayfa 12 - Fontana-Modern Masters dizisinin 1982’de yayınlanan 10. baskısından dilimize çevrilmiştir.
Camus’nün yaşamının son altı yılı boyunca Cezayir, AvrupalIyla Müslüman yerlileri karşı karşıya getiren acılı mücadelelerle sarsılmıştı. Bu mücadelede Fransız ordusu­nun en kararlı yandaşı ve Müslüman fellahların en amansız düşmanı, Avrupalı işçilerin oluşturduğu kesim olmuştur. Ca­ mus’nün gençliğinde açıkça savaşılmıyordu tabii ama orta­ da Madam Brée’nin sözünü ettiği ırklararası huzur ortamının varlığını haklı çıkaracak hiçbir ciddi neden de yoktur.
Sayfa 11 - Fontana-Modern Masters dizisinin 1982’de yayınlanan 10. baskısından dilimize çevrilmiştir.
Vebanın asıl nedeni görmezlikten geldiklerimizdir ve vaazı verenin kendisi de farkında olmadan çoktan ve­ baya bulaşmıştır.
Sayfa 52 - Fontana-Modern Masters dizisinin 1982’de yayınlanan 10. baskısından dilimize çevrilmiştir.
Reklam
Herkes — Meursault, mahkeme, yazar— cinayeti ve ona yol açan karanlık olayları görmezlikten gelir. Ama bir insanın öldürü­lüşünü görmezlikten gelmek kolay iş değildir; açıkçası, böyle birşey ancak sözkonusu insana insan gözüyle bakmadığımız zaman mümkündür.
Sayfa 25 - Fontana-Modern Masters dizisinin 1982’de yayınlanan 10. baskısından dilimize çevrilmiştir.
Yabancı
Dikkatsiz okuyucuya mahkemeyi aşağılayarak eleştirmek gibi gelen şey aslında eleştiri falan değildir; tam tersine, mahkemenin Arapla Fransız arasında fark gözetmediğini göstererek, üstü örtük bir biçimde sömürge gerçeğini red­deder ve sömürgecinin yalanına arka çıkar kitap.
Sayfa 23 - Fontana-Modern Masters dizisinin 1982’de yayınlanan 10. baskısından dilimize çevrilmiştir.
Uyumsuz’ absurde’tin karşılığı olarak kullanılmaktadır burada. ‘Sisyphos Söyleni' çevirmeni Tahsin Yücel ‘uyumsuz’ sözcüğünü önermesinin nedenlerini şöyle açıklamaktadır: «‘absurde’ün sözlük anlamı ‘akla, mantığa uymayan, abes, saçma, boş, anlamsız’ vb. dir. Ama ‘Sisyphos Söyleni’nde ‘absürde’ sözcüğü bu anlamı aşar, insan ya da düşünce ya da düşünce sözcüklerinin sıfatı olduğu zaman, insan açısından evrenin akla, mantığa aykırılığını, tutarsızlığını anlamış, herşeyi olduğu gibi gören, bilinçli insanı ya da düşünceyi belirtir.» (‘Sisyphos Söyleni’, Adam Yayıncılık, 1984).
Sayfa 28 - Fontana-Modern Masters dizisinin 1982’de yayınlanan 10. baskısından dilimize çevrilmiştir.