Pangloss zaten bana söylemişti, bu dünyada her şey en iyi halindedir, demişti. Nitekim şu siyah paltolu beyefendi ve eşi hanımefendinin taş kalpliliğinden ziyade bana sizin bu nazik cömertliğiniz dokundu.
Filozof Pangloss’un “Bu dünyada her şey en iyi halindedir.” inanışının doğruluğundan emin olmak isteyen iyimser Candide’in âşık olduğu Cunégonde’u bulmak için Vestfalya’da başlayan yolculuğu Güney Amerika sonra tekrar Avrupa’da devam eder ve İstanbul’da son bulur. “Bu dünyada her şey en iyi halindedir.” iddiası aslında Leibniz'e ait bir iddia. Kitapta, bu iddianın geçerliliği 30 alt başlıkla anlatılan bir hikâyede ele alınıyor. Romantizm, bilim, felsefe ve din eleştirileri okura eşlik ediyor. Bir hiciv eseri olan Candide, sıra dışı olaylarıyla da bir masalı andırıyor.
Candide Yahut İyimserlik
Aydınlanma yazarı Voltaire, Leibniz'in kötülük teodisesini ele almış. Kitap boyunca baş kahraman Candide'in başından bir sürü olay geçiyor ve genel olarak felsefe, toplum, din eleştirisi her şeyi eğlenceli bir kurguyla okuyoruz. Yazar; Leibniz'in kötülük teodisesini yıkmak için elinden geleni yapmış, güzel bir eleştiri okuyoruz. Yalnızca dikkatimi çeken şey; Leibniz'in, Gazzali'den etkilediğinden bahsedilmemiş olması ve dervişin felsefeye uzak gösterilmesiydi. Bunun dışında güzel bir okuma.