Halen İslâm âlemi diye anılan ve dünya haritasının çok önemli bir bölümünü teşkil eden yeşil renkte işaret edilmiş ülkelerden acaba kaç tanesi gerçekten İslâm'ın hükümleriyle yönetilmektedir?
Bizim kendimizi Avrupalı, Batılı sayıp saymamamız önemli değil. Acaba Avrupalı bizi kendinden sayıyor mu? Bizi kendi kültürünün bir unsuru olarak kabul ediyor mu?
Coca-Cola şişede durduğu gibi durmuyordu. Batı sermayesi bir kere "meşrubat sektörü" ile bir ülkeye adımını attıktan sonra o ülkenin içlerine doğru uygun adım yürümesini sürdürüyordu.
Birleşik bir Avrupa devleti kurmanın fikir alanındaki öncülerinden biri, İlâhî Komedya isimli eseriyle hepimizin adını bildiği Dante Alighieri'dir. Ancak Dante, böyle bir devletin başına yönetici olarak Romalıları layık görüyordu.
dünyada gerçekten bir barış ortamı kurulacak olsa, bu ortam herkesten önce süper silah tüccarlarının çıkarlarını zedeleyeceğinden duruma herkesten önce onlar karşı çıkacaktır.
Avrupalıların ve Amerikalıların kime, niçin gözyaşı döktüğünü bilmeliyiz. Bunu bilirsek, onların bizim tarihimizdeki bazı ölüler için niçin ağlamaya durduğunu da anlarız.
NATO'ya girmek hususunda gösterdiğimiz çırpınışlar da gerçekte, Batı ile bütünleşme hevesinin neticesidir. Yani burada da gerçekte askerî olmaktan çok siyasî bir amaç güdüldüğü söylenebilir.
Gelenek aslında muhtevası oldukça belirsiz bir kelimedir. Hele öyle yerlerde kullanıldığı oluyor ki, gelenek, nerdeyse vazgeçilmez bir kuralmış gibi gösterilebiliyor.