Osmanlı Haneden Serisi'nden Moskof Cariye Hürrem, Kaybeden Kraliçe Mahidevran ve Pargalı ve Hatice'yi yorumlarken üç kitabı da çok keyif alarak okuduğumu söylemiştim. Bu kitap da bende ayrı bir yer edindi ve dört kitabı da birbirinden ayıramaz hale geldim.
Kanuni Sultan Süleyman'ın güneşim ve ayım dediği, karşısında aciz kaldığı iki kadından biri, tek kızı... Dünyanın bütün mücevherleri ayağının altında olan, saçlarını güneşten, gözlerini denizden alan ve söylentilere göre güzelden de güzel olan Mihrimah...
Mimar Sinan'ın Mihrimah'a olan aşkını bu kitabı okumadan önce bilmiyordum. Bu kitabı diğerlerinden ayıran en güzel şeylerden bir tanesi de bu olabilir sanırım. Mimar Sinan'ın Mihrimah'a kavuşamayıp ona olan aşkını eserlerinde ince ince yansıtması okuması en keyifli sayfalardı benim için...
Tabii bu kitabı okurken gerçek bir tarih eseri ile karşılaşmayı beklememelisiniz. Elbette gerçeklere dayanarak yazılmaya çalışılmış bir kitap ama bu onun bir roman olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Ne gerçek tarihi anlatan bir eser, ne de tamamen kurgu bir eser ama ne olursa olsun Osmanlı Hanedan Serisi ile ilgili şeylerden hoşlanıyorsanız size kesinlikle güzel zaman geçirtecek bir kitap...
