Keşifler Çağında Hristiyanlar Müslümanlar Yahudiler

Çatışan Kültürler

Bernard Lewis

Çatışan Kültürler Sözleri ve Alıntıları

Çatışan Kültürler sözleri ve alıntılarını, Çatışan Kültürler kitap alıntılarını, Çatışan Kültürler en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Merak etme gösterdi :D
ortaçağ hristiyanlığı ile ortaçağ islamı arasındaki bir karşılaştırma , islam dünyasının antik uygarlıktan modern uygarlığa geçmek için daha yetkin bir yol sunduğunu kesinlikle gösterecektir ..
Günümüzde başka kültürlerin incelenmesini değerli ve önemli kılan birinci neden, onları kendi yaşam koşullarında tanımaksa, ikinci neden de kendi kültürümüzü daha derin ve daha gerçekçi bir biçimde anlamanın yolunun öteki kültürleri incelemekten geçmesidir.
Sayfa 53 - Tarih Vakfı Yurt Yayınları
Reklam
Bütün halklar arasındaki dürüst insanların cennette bir payı vardır.
Dünya, Müslüman inancının ve hukukunun hüküm sürdüğü darü'l-İslam ve bunların var olmadığı darü'l-harp olmak üzere ikiye ayrılmıştı; ikisi arasındaki sürekli savaş hali ancak ateşkeslerle kesintiye uğrayabilirdi ve bu durum Allah'ın kelamının bütün insanlığa götürülmesine değin sürecekti. Müslüman yazarların çoğuna göre, önce Bizans ve ardından Avrupa Hıristiyan alemi başlıca darü'l-harp bölgesiydi.
Sayfa 7
Hıristiyan Avrupa'nın kadınları herhangi türden bir eşitliği elde etmekten çok uzaktı, ama çokeşliliğin ya da yasalarla tanınmış cariyeliğin baskısı altında değildi. Onların yararlandığı sınırlı düzeydeki özgürlük ve katılım bile, Batı ülkelerini gezen -ve hepsi de erkek olan- bir dizi Müslüman ziyaretçiyi sarsıp uyandırmaya hiçbir zaman yetmedi. Batı uygarlığı kadınların varlığından dolayı zengindi; Müslüman uygarlığı ise onların yokluğuyla daha yoksuldu.
Sayfa 15 - Tarih Vakfı Yurt YayınlarıKitabı okudu
En koyu cehalet içindeki Avrupa'nın içlerine gitme tehlikesini göze alan ve geride yolculuklarının hikayesini bırakan az sayıda korkusuz kaşif vardı, ama göründüğü kadarıyla onların aktardıklarının etkisi çok sınırlıydı.
Sayfa 7
Reklam
İn­sanlık tarihini araştırırken merhamet duygusunun belirlediği önemli dev­let politikaları bulmak zor ve belki de olanaksızdır.
Kuşku iyi bir şeydir ve aslında Batı uygarlığının ana kaynaklarından bi­ridir. Öteki uygarlıklarda ve bizim uygarlığımızın ilk evrelerinde düşünce­yi zincire vuran, hoşgörüyü zayıflatan ya da ortadan kaldıran ve demokra­si dediğimiz karşıtların işbirliğini önleyen kesinlikleri sarsar. İnsanları so­rular sormaya ve böylece buluşlara, yeni başarılara ve başka uygarlıkların­kiler de dahil olmak üzere yeni bilgilere yöneltir. Modern anlamıyla suçluluk -hukuki bir karar değil, zihinsel bir durum olarak- aşındırıcı ve yıkı­cıdır; aynı zamanda bizim Batı uygarlığının en derin ve en karakteristik kusuru olan kendi kendimize büyük bir kibirle müsamaha göstermemizin aşırı bir biçimidir. Dünyanın bütün kötülüklerinden sorumlu olduğunu öne sürmek, "beyaz adamın yükü"nün yeni versiyonudur; aynı kendini beğenmişlik ve saçma bir yaklaşımla bütün iyiliklerin kaynağı olduğunu öne süren emperyal seleflerimizin tutumu kadar kendi gururumuzu okşar ve başkalarına karşı da sözde bir alçakgönüllülük gösterisinde bulunur.
Tarihçiler bilgilerini genellikle öteki tarihçilere dayandırırlar.
Selanik
1478 gibi geç bir tarihe ait bir hane sicil defterinden kentte hiç Yahu­di olmadığı anlaşılmaktadır. Yaklaşık yarım yüzyıl sonra, Kanuni Sultan Süleyman dönemine ait tarihsiz bir defterde ise en az yirmi Yahudi cema­ati yer almaktadır. 17. yüzyıl başlarına gelindiğinde Yahudi cemaatlerinin sayısı yirmi beşe çıkmıştı. Bu dönemde Selanik'in toplam nüfusu içinde Yahudiler artık belirgin bir çoğunluğa ulaşmış durumdaydı. Selanik 20. yüzyıl başlarına kadar Yahudi ağırlıklı bir kent olarak kaldı.
Reklam
Ortaçağ Batı dünyasında yaygın olan bir hikaye daha da ileri gi­derek, Muhammed'i, papalık seçiminde bir tarafa itilmesine çok içerleye­rek Arabistan'a giden ve orada rakip bir dini başlatan dönme bir kardinal olarak gösteriyordu.
Türklerin 1453'te Konstantinopolis'i ele geçirmesi Doğu Hıristiyan alemine mahvedici bir darbe indirdi ve Batı için büyük bir tehdit yarattı. 1478'e gelindiğinde Yunan, Arnavut, Romen ve Güney Slav toprakları Türklerin yönetimin­deydi ve Türk akıncı güçleri Venedik'in dış mahallelerine kadar ulaşmıştı. Türkler 1480'de Otranto'yu alarak İtalya'da bir dayanak noktası elde et­tiler. İspanyolların Gırnata'yı fethetmesi büyük bir zaferdi ve Avrupa'nın güneybatısının kurtarılmasında belirleyici bir rol oynadı. Ne var ki Hıristi­yan âlemi ile İslamiyet arasındaki daha geniş cepheleşmede kesin bir so­nuç getirmedi. Avrupa'nın güneydoğusunda Müslüman tehdidi sürdü ve hatta daha da büyüdü; ancak iki yüzyıl sonra, Türklerin Viyana önlerin­ den son geri çekilişiyle ortadan kalktı.
Müslümanlıkla karşı karşıya kalan ortaçağ Hıristiyan Avrupa'sında belki bunların ikisinden de daha zorlayıcı olan üçüncü bir dürtü vardı: korku.
Sayfa 5
İnsanları Haçlı seferleri için harekete geçirmede daha az başarılı olan 15.yüzyılın Frankisken vaizi ve Engizisyon yargıcı Joao de Capistrano azizler listesine alındı. Adı hâlâ Kaliforniya haritasını süslemektedir.
Sayfa 39 - Kaliforniya-CapistranoKitabı okudu
Batı kültürü günün birinde gerçekten yok olup gidebilir: Onun savu­nucusu, olması gerekenlerden birçoğunun inanç eksikliği ve onu suçlayan­ların ateşli keskinliği pekala Batı kültürünün yıkımına katılabilir. Ama eğer Batı kültürü yok olup giderse, bütün kıtalardaki erkekler ve kadınlar bunun sonucunda güçsüz düşecek ve tehlikeye girecektir.
228 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.