bittim. felaket bittim bu kitaba. çok güzel filan olduğu için değil, öylesine hoşuma gittiği için sevdim. Holden -adlı herifin beni hiçbir kitap karakterinin güldüremeyeceği kadar çok güldürmesi- yüzünden sevdim.
kitaptan bahsedeyim biraz. hiçbir bomba yok kitapta. çavdar tarlasında oynayan çocuklar filan beklemeyin. Holden herifin okuldan kovulmasıyla başlıyor sonra da bir yerlere sürüklenmesiyle bitiyor işte. olay bu. arada bir de Holden’ın sahtekâr herifleri eleştirmesini, felaket bittiği kızları, çok sevdiği kardeşlerini, filmlere olan nefretini, söylemekten kendini alıkoyamadığı yalanlarını, lanet ettiği sayısızca zımbırtıyı filan okuyorsunuz. demiştim hiçbir bomba yok yani.
Salinger bu kitabı hangi amaca hizmet, neden yazmış olabilir?.. kıyak birkaç düşüncesini dökmek istemiştir belki kağıda. okuldan ‘nefret’ ettiğini daha geniş bir kitleye filan duyurmak istemiştir, okuduğu birkaç kitabı paylaşmak istemiştir, sevdiği kızlara olan hislerini açığa vurmak istemiştir, içten içe sevse de hiç haz etmediği okul arkadaşlarını anlatmak istemiştir, katoliklerle ve kiliseyle ilgili olan düşüncelerini çıtlatmak istemiştir belki de. ben nerden bileyim.
biraz güleyim, kıyak birkaç cümle kapayım, lanet -belki de biraz sıkıcı- bir amerikan filmi izler gibi olayım diyorsanız buyrun okuyun. pragmatik takılan bir herifseniz de okuyabilirsiniz, felaket bir şey beklememeniz gerektiğini yeteri kadar anlattım zaten. bana ne gerisinden.