Sevmenin ve nefret etmenin artık tek bir şey ve tek bir duygu olması şaşkınlıkla karşılanıyordu. Ya da belki de ayrılabilirlerdi bunlar. Nefret, her zaman olduğu gibi, bir asitti; salt nefret eden güçlü olduğu için katlanılabilen tahripkâr bir zehirdi.