Keşke verebilseydim sana
Gökyüzünün yıldızlarıyla süslü
Bir taç
Keşke verebilseydim sana
Bütün bir yeryüzünün
Bülbüllerinin şarkısını
Keşke verebilseydim sana
Kışın sessizliğini
İlkbaharın gülüşünü
Yazın aydınlığını
Sonbaharın alevlerini
Keşke verebilseydim sana
Veremeyeceğim
Ve bilemeyeceğim her şeyi
Verebilseydim
Hayatımı
Sonsuzluğumuzu
Kalbim küçücük
Ya da kocaman
Yaşamım kısa
Bilmiyorum tam olarak ne zaman bulacak ölüm beni.
Ama yaşlanıyorum.
Hergünki merdivenleri iniyorum.
Ağzımdan bir dua kaçırarak
Bir dost mu bekliyor her basamakta beni
Bir hırsız mı
Ben mi
Ama kırmızı kanım sevgili kırmızı kanım
Dolaşıyor damarlarımda
Bugünün anılarını sürükleyerek önünde
Ama susuzluğum çok büyük
Hala duruyor ve bekliyorum
Işığı
Cennet cennet cennet
Gülüyordu insanlar
İçimdeki arzu kolumdan, yakalar beni
İtelemek isterdim evleri
Ve daha hızlı gitmek isterdim
Rüzgar
Arkadaşlarımı kesinlikle öldürmem gerekiyordu
susun sus
bu çarpan benim kalbim
işitmediğim
ve yüzüme açık açık
söyleyemeyen
ve boşuna dinlediğim
gece sessizliğin önüne geçmişken
uykunun veya ölümün