"Ve yavaş yavaş ölüyorken insan her şeyi aynı görüyor. Önce kambur, her yanı kemirilmiş bir tarla, solda küçücük bir köy, çevresinde beş altı tane köhne, küçük ev. Sanki hiç canlı yok bu evlerde. Sessizlik, her yerde sessizlik..."
Her yeri kaplamış kar lapa lapa yağmayı sürdürüyordu, odamın ışığı yanıyordu ve evim yalnız, tek başına, sakin, mağrurdu. Oraya doğru yürürken yalnızca tek bir şeyi düşünüyordum: Uyumayı.
Bir insan atla, tenha patika yollarda gitmemişse ona bu konuda söyleyecek bir şeyim olamaz: Nasıl olsa anlamayacaktır. Ama gitmiş olanlara da hatırlatmama gerek yok!