Cemal Süreyya hakkında çok az bilgi sahibi olmam ve merak etmem neticesinde kitapçıda rastgele seçip aldığım bir kitap:'Aşk günü doğdu' kitabı. Cemal Süreyya 'yi bu kitapla tanımaya başlamam doğrumuydu , işte bundan pek emin değilim açıkçası. Yazarın aralarda sürekli ben-ben demesi, aynı bilgileri sürekli tekrarlaması(örn. Memo' nun, babasına yaptığını olumsuz bir davranışı bir kaç kez tekrarlıyor), biyografi bir kitap olmasına rağmen kurguya fazla yer vermesi, özellikle 5.bölüm inanılmaz derece sıktı beni diyebilirim. Yanlışta düşünüyor olabilirim ama bazı kısımları okurken yazarın cemal Süreyya üzerinden prim yapmaya çalıştığını dahi düşündüm. Yalnız bu kadar olumsuzluklara rağmen, Cemal Süreyya nın öyle bir hayatı varmış ki(okunmaz bir kitabı bile okunur hale getiriyor) , ilk 5 bölüme kadar sizi öyle bir sürüklüyor ki:"Cemal Süreyya'yi cemal Süreyya yapan yaşadığı acılardir"diyi veriyorsunuz içinizden birden. Küçük yaşlarda annesini kaybetmesi, sürgün edilmesi,üvey annesi tarafından yemeğine zehir katılmasi , evden kovulması, baba sevgisi nedir bilmemesi, fakirliğin Nirvanasini yaşamasi, hayatında 5 evlilik geçirmesi, sevdiği kadın tarafından kitaplarının yırtılması, kızı tarafından nikaha çağırılmamasi, kendisiyle tezat görüşlü arkadaşlarla kurduğu samimi sohbetler, muhalif olmasına rağmen Menderes lehine konuşması ve daha niceleri sizi bekliyor... Lakin cemal Süreyya yı anlatan daha güzel bir kitap var diyorsaniz onunla başlamanızi tavsiye ederim . İyi okumalar