"Demek ki zamanı gelmişti. Tanpınar'ın Bursa'daki zamanı yetmiyordu. Eliyle, canıyla, ruhuyla, hırsıyla, ümitleriyle, hatıralarıyla, her şeyiyle o romana yürümeliydi. Bu yalnızlığı bile çoraktı. Selim de, Mışkin de, Meursault da yüz çevirmişlerdi ona. Bu suçluluğu ancak bir roman temizlerdi. Şehrin ta içine, kalbine yapacağı bu yolculuğa bir an önce başlamalıydı."