Cenab-ı Aşk
Dücane CündioğluCenab-ı Aşk Quotes
You can find Cenab-ı Aşk quotes, Cenab-ı Aşk book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Dünya insana kendisini unutturur; insan kendisini fark ettiğinde ise dünyayı unutur.
Sayfa 107
Gençlerin aslında bir geçmişi yoktur ;önlerinde koca bir gelecek vardır,geçmiş henüz geçmiş adını alacak kadarıyla geçmemiştir ve üstelik gelecek gelecektir ;kim bilir belki de elleri dolu gelecektir.
Bil ki ey sevgili! Ben seni aklımdan hiç cikarmadim;ben sadece aklımı çıkardım.
Ve böyle bilsin bütün dünya, ben aklımı senin ragmina değil, senin uğruna senden çıkardım!..
“ Size deli denmedikçe imanınız salih olmaz “ hadîs-i şerifinin telkini altında bulunduğumdandır.
Sayfa 47 - kapıKitabı okuyor
Ben seni uzaklarda arıyorken, sen benim kendi evimde idin.
Sayfa 24Kitabı okudu
Ölüm, çoğunluk nazarında, sanki kendisinden kaçıldıkça içine düşülen bir gayya kuyusu... kendisinden kaçılabilir sanılan... geciktirilebileceği, ertelenebileceği düşünülen... ve üstelik kaçtıkça daha da yaklaşılan... firarîlerinin kendisinden kaçma süresinin kendisine yaklaşma süresini hızlandırdığını fark edemedikleri tek tuzak...
Sayfa 100Kitabı okudu
kendimden yine kendime nasıl kaçabilirim?
Sayfa 57
Kimse sana sende olmayanı veremez; bu nedenle sen sende olanı bulmalı, bulman gerekeni sen kendinde aramalısın.
Sayfa 12Kitabı okudu
Bile bile yanmak isteyeni kim ateşle korkutabilir! Yeter ki ateş yanmaktan vazgeçmesin.
“Varlığa gelen her ademin kendini varlığa getirene ihtiyacı iki cihettendir; ilki varlığa getirdiği için, ikincisi varlığını sürdürmesini sağladığı için.
......
Varolabilmemiz için muhtaç olduğumuza varlığımızı sürdürmek için de muhtaç olmaktan... Böylelikle varolanların tümü iki sıfatla muttasıl olmak zorunda: vücûd ve beka.
Demek ki aşk vücûdu baki kılmak için çırpınanların değil, vücûdu fani kılmak için çabalayanların mesleği!”
Sayfa 8Kitabı okudu
Sesimiz eskisi gibi gür değil, çünkü sesimiz artık kendi sesimiz değil
Sayfa 63Kitabı okudu
İlim bir noktaydı, çoğaldı. Âlimler mi, cahiller mi çoğalttı,orası bir bahs-i diğer... Burada asıl önemli olan maksud: ilim(bilgi), çoğulu ise ûlûm(bilgiler). Önce ilimdi,sonra ûlûm oldu.
Ne garip değil mi, Kur'an'da ilim sözcüğünün çoğulu bulunmaz. İlim, Kur'an'ın nüzulundan sonraki yıllarda çoğaldı... Peki böylelikle artmış mı oldu? Hayır! Kur'an'a göre ilmin sadece artması makbuldür, çoğalması değil.
Sayfa 4
"Acaba, bir kez olsun kendimize tâlib olamaz mıyız?*
Sayfa 77Kitabı okudu
… "Konu-konşuya ayıp olur", zira "Konşu
hakkı" diye birşey vardır. "Tanrı konuğu" da nereden çıktı diye sormayınız, Türkçe'de insanlar kuşlar gibi menzilden menzile konarlar. Konu demek konuk (misafir) demektir. Bu yüzden konu konşu misafir edilir, konu konşuya ziyafet verilir.
Konukluk sözcüğünün önce 'misafirlik', sonra 'ziyafet' anlamı taşımasının boşuna mi olduğunu sanıyorsunuz? Konșu (komşu) yakın yerde oturan anlamına gelir. Türkçemizde “Kapı bir konşu" deyişi vardır ki "kapıları bitişik" demektir. Konu konuk'tan, konuk konmak'tan gelir.
Sayfa 96Kitabı okudu
Ey miskin! Hani nerede seni sende sana gezdirecek olan? Sana seni ancak yine sende bulabileceğini söyleyecek olan? Seni aşık olmak makamında bırakmayıp aşık iken maşuk kılan/kılabilecek olan ustaların nerede? Bir bak bakalım, nerede o elinde fener cadde cadde, sokak sokak dolaşan, "Neyi arıyorsun?" diye sorduklarında "Kendimi arıyorum" cevabını veren mecnunların?