"Gün batıda hüküm süren bir hakanın (Bizans İmparatoru demek istiyor) on kere yüz bin çeri çıkardığı söyleniyor diye ürkmeyiniz. Çin hakanın yedi yüz büyük ulusa sözü geçtiğini düşünüp sıkılmayınız. Hint hakanlarının binlerce cenk fili beslediklerini göz önüne getirip üzülmeyiniz. Çünkü bir Türk, isterse bir ulus olur, o güçle ileri atılır. Nasıl ki atalarınız vaktiyle atıldılar, Çin'i de Hint'i de altüst ettiler; siz de onlar gibi yiğit olunuz ve yeryüzünü kendinize ülke yapınız. Tanrı böyle istiyor!.."
*"Eski Türkler kendilerini hem lisan hem din noktasından sair milletlerden ayırırlardı ve lisanca kendilerine benzemeyenlere Sümlim, dince ayrı olanlara da Tat diyorlardı. Bu kullanışa göre Tat yabancı demektir. Tavgaç, Türklerin Çinlilere verdikleri isimdir. Eski Türkler medeniyetçe kendisini Çinlilerle müsavi gördüğünden ona Tak demiyor, Tavgaç diyor. Orhun Kitabeleri'nden anlaşıldığına göre Tavgaç, hilekâr demektir ve bundan Çinlileri Türklerin hilekâr tanıdıkları anlaşılıyor."
*"Eski Türkler, günahkâr olarak ölen adamların yer altındaki 'kazırgan' adlı cehenneme atılacağına ve günahı kadar orada, o katran dolu cehennemde yanacağına inanılırdı. Bu akideye göre günahkâr adam, yandıkça günahtan kurtulur, nihayet başını kazandan kurtarırdı. O vakit, kazan başında duran bir melek, başı kazandan çıkan adamı tepesindeki bir tutam saçtan tutup selâmete çıkarırdı. Bütün eski Türklerin tepelerinde bir tutam saç bırakmaları bundandır."
"Kırkkızlar masalını, Çinli Hiyaları ve bunlara benzer masalları imrene imrene düşünürdü. Bu masallara ve onun inanışına göre yeryüzünde yılda bir defa, aşk gecesi yaratılıyordu. Bu aşk gecesinde kadın, her neye dokunsa gebe kalırdı."