Ve davullar gümbürdüyordu. Onların sabahları böyle gümbürdemesi askerlerin kalkması için bir sinyalden çok daha fazlasıydı. İşte bu gürleyen davullar vasıtasıyla Cengiz Han büyük sefere katılan her bir askerini tek tek uyarıyor, teşvik ediyordu. Talepkar ve yenilmez bir iradeye sahip Hükümdar, çalınan bu davullar vasıtasıyla kapalı kapıları aşıyor, uyananların zihnine giriyor ve böylece kendinden kaynaklananlar hariç diğer tüm olası düşüncelerin önüne geçmiş, insanlara kendi iradesini dayatmış oluyordu. Zira insanlar uykudayken kendisininki de dahil hiçbir iradeye tabi olmuyorlardı, çünkü uyku zararlı,
yararsız, tehlikeli bir özgürlüktü ve uykudan uyandırır uyandırmaz, daha ilk saniyelerde, anında, onları içinde bulundukları o durumdan çıkarmak ve tekrar gerçekliğe, hizmete, koşulsuz itaat ve eyleme döndürmek ve bunun için de onları en kaba yoldan kararlı bir şekilde uykudan koparmak gerekiyordu.