Çerkez Ethem Sözleri ve Alıntıları

Çerkez Ethem sözleri ve alıntılarını, Çerkez Ethem kitap alıntılarını, Çerkez Ethem en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Çerkez Ethem'in Afgan Seferi'nde ki Rolü...
Rauf Bey Müfrezesi, 17 Mayıs 1915’e kadar İran-Irak sınırındaki Serhevize bölgesinde kalır. İşte tam bu sıralarda, -Nisan ayı ortalarında-, Çerkez Ethem meydana çıkar. Van cephesinden çıkıp gelen Çerkez Ethem ile İbrahim Bey yanlarındaki 30 kadar savaşçı ile birlikte Rauf Bey Müfrezesi’ne katılır. (...) Bu sırada Müfreze’ye sonradan katıldığı anlaşılan Deniz Binbaşısı Muhyiddin Bey, İbrahim Bey ve Çerkez Ethem, beraberlerinde birkaç atlı olduğu halde durumu anlamak ve kamuoyunu kazanmak için Rauf Bey tarafından Kirmanşah’a gönderilir. Kirmanşah’ta önemli bir iş yapamayan Çerkez Ethem ve beraberindekiler, çoluk-çocuk 50 kadar maaşlı asker yazarak geri döner. İşte dağdağayla anlatılan Çerkez Ethem’in ünlü Afgan Seferi’ndeki ünlü rolü bundan ibarettir!
Sayfa 68 - Bengi Kitap Yayın
Reşit’in, düşman saldırısını bahane ederek isyanı iyice belirginleşen Ethem’in kuvvetlerini artırmayı amaçlayan kurnazca önerisini Atatürk şöyle yanıtlar: “...Ne olursa olsun, ülkenin alınyazısının kişilere bağlı kuvvetlere değil, ancak Büyük Millet Meclisi’nin yasalarına bağlı düzenli birliklere bırakılması gereklidir. Kuvayı Seyyare, belli bir kadro içinde verilen buyruklara tam uyma ve söz dinleme koşulu ile yararlı olabilir.”127 ---------------------------------------------------------------- 127) Aynı yer.
Sayfa 230 - Bengi Kitap Yayın
Reklam
...Gazi Mustafa Kemal (Atatürk) de Nutuk’ta şöyle der: “...Emir erliğinden gelen ve aslında daha yüksek bir düşünce yeteneği bulunmayan Ethem’in koskoca Türk yurdunda diktatörlüğünü benimsemeye ve onaylamaya varacağını anlamamak olabilir miydi?”10 ------------------------------------------------------------------- I0) s. 732 vd.
Sayfa 56 - Bengi Kitap Yayın
Mustafa Kemal’in yukarıdaki bu çıkışına alındığı anlaşılan Reşit Bey, yorumlamadan vereceğimiz şu ibretlik sözleri söyler: “Bu Anadolu Harekâtı ’na katıldığımıza hata etmişiz. Bu yüzden bizim yüz binlerce liralık çiftliklerimiz, servet ve samanımız düşman tarafında kaldı. Benim ne zorum vardı da geleyim, buralarda sonunda bu hale getirilecek işler için uğraşıp durayım? Zaten vatan ne kelimedir ki, vatan adına bana İran da birdir Turan da.. Ben nerede olsa pekâlâ oturabilir ve yaşayabilirdim... Paşa, Paşa!.. Daha açık söyleyeyim: Ben Venizelos’la da pekâlâ diz dize oturabilir adamım. ”129 ---------------------------------------------------------------- 129) Nadi, ÇEKİ, s. 73. Reşit’in bu sözleri Mustafa Kemal’den önce, Yusuf İzzet Paşa’yı bile çileden çıkarır. Başındaki kalpağı çıkarıp masaya vuran Yusuf İzzet Paşa, Yunus Nadi’ye dönerek, “Bak birader, herif nelerden bahsediyor... Benimse bu dünyada dikili ağacım bile yok” der.
Sayfa 230 - Bengi Kitap Yayın
...Reşit’in bu yakışıksız sözlerine dayanamayan Atatürk onu şöyle susturur: “Reşit Bey! Ordu meselesi hakkında şimdiye kadar devam ettiği haber alınan boş sözlerinize de bu nedenle bir son vermek gerektiğini söylemek isterim. Kardeşlerinizin hizmetlerini inkâr eden yok. Fakat o demek değildir ki insan ikibuçuk hizmeti ile her gerçeği çiğneyerek ülkenin başma bela olmaya hak kazanır. Herkes, hakkında ve haddinde kalmak zorundadır. Askerlik meselesinin bu kadar sorumsuzca tartışılması yalnız ilme değil, karşınızda bulunan arkadaşlara da hürmetsizlik olur.”128 ---------------------------------------------------------- 128) Nadi, ÇEKİ, s. 73 vd.
Sayfa 230 - Bengi Kitap Yayın
Eski Samsun Savcısı Nafiz Bey'den Dersler...
(...) Fakat bir kanun görevlisi olmak sıfatıyla [Nafiz Bey, Samsun Savcısı iken milletvekili seçilmiştir] arz ediyorum; af, başlangıçta âcizlik, sonrasında cömertliktir. [Yargılamadan] Önce af doğru değildir. Yapılan harekât, işlenen cinayetler dolayısıyla derhal ilgili olduğu mahkemeye gönderilen adam, belki suçsuzdur, belki değildir. Mahkeme onu ortaya çıkarır. Ondan sonra ona denilir ki, Mahkeme seni mahkûm etmiştir, fakat biz geçmiş fedakârlığına bakarak seni affediyoruz.’ Böyle dersek çok güzel etmiş oluruz. Yoksa şimdi hiçbir şeyi affedemeyiz. [Yargı] Kararı[1] olmadıktan sonra ‘O adam suçludur’ diyemeyiz...
Sayfa 277 - Bengi Kitap Yayın
Reklam
Geri16
69 öğeden 61 ile 69 arasındakiler gösteriliyor.